Powerhouse Arts

Yedi yıllık yoğun bir çalışmanın ardından Herzog & de Meuron ve PBDW iş birliği ile tasarlanan ‘Powerhouse Arts’ geçtiğimiz ay kapılarını halka açtı. Powerhouse Arts, sanat üretimi için bir platform oluşturmayı ve sanat sektöründe istihdam fırsatları yaratmayı hedefleyen kar amacı gütmeyen bir oluşum. Brooklyn’de konumlanan ve 170.000 metrekarelik alana yayılan proje, yıllar önce terk edilen ve ‘The Batcave’ olarak bilinen enerji santraline yepyeni bir karakter kazandırarak onu sanatçıların merkezde olduğu yaratıcı bir alana dönüştürüyor. Böylelikle tasarım ekibi mekanın endüstriyel mirasını gelecek nesillere taşıma amacı doğrultusunda önemli ve etkili bir adım atıyor. Enerji santralinin özgün endüstriyel mimarisi yeni tasarımın başlıca ilham kaynakları arasında.

Herzog & de Meuron proje kapsamında tarihi referansları baz alarak Türbin Salonu (Turbine Hall) olarak bilinen mekanı yeniden düzenledi ve Kazan Evi’nin (Boiler House) yeniden inşasını gerçekleştirdi. Türbin Salonu’nda 20. yüzyıl başı endüstriyel binaların tipik özellikleri arasında yer alan tuğla işçiliği ve kemerli pencereler korundu. Kazan Evi’nde de tuğla ile uyumlu olması adına kırmızı tonlarda bir beton tercih edildi.

Türbin Salonu’nun arkasına yerleştirilen Kazan Evi’nin, nispeten biraz daha yükseğe konumlandırılması iki yapıyı da farklı açılardan görünür hale getirdi. İki binayı birbirine bağlayan dikey servis duvarı boyunca üst üste yerleştirilen sanat atölyeleri yer almaktadır. Kullanımlarına bağlı olarak farklı atölyeler farklı seviyelerde kurgulanmıştır.

Türbin Salonu, binanın içindeki tek hacimden oluşan en büyük mekanı barındırmasıyla öne çıkar. Üçüncü katta bulunan büyük salon, açıkta kalan kırmızı boyalı kirişler ve tuğla duvarlar üzerindeki graffitiler gibi binanın farklı dönemlerini yansıtan detaylar içermektedir. Büyük salonun yanında yeniden inşa edilen yapıda ise daha küçük bir etkinlik alanı bulunmaktadır. Bu alanda beyaz duvarlar ile açıkta kalan beton kirişlerin tanımladığı bir mekan ziyaretçileri karşılar.

Özgün elemanların büyük bir kısmının korunduğu tasarım, binanın tarihi karakterine saygı gösterirken çevresindeki kentsel çevreyle kurduğu ilişkiyi geliştirmeyi de ön planda tutmaktadır.

Proje Yılı: 2022
Lokasyon: Brooklyn, ABD
Mimar: Herzog & de Meuron, PBDW Architects
Fotoğraflar: Iwan Baan