Longosphere Glamping

Glamping, doğa tutkunlarının vazgeçilmez aktivitelerinden olan kamp deneyimini farklı bir boyuta taşıyan yeni bir anlayış. Glamping için kamp yapmanın konforlu ve küçük lükslerle buluşturulmuş hali diyebiliriz. Bu akımın ülkemizdeki en güçlü temsilcisi olarak inşa edilen Longosphere aslında ülkemizde bu deneyimin tanınması açısından da oldukça önemli bir yere sahip. Tasarımıyla World Architecture Community Awards tarafından kısa zaman önce ödüle layık görülen bu etkileyici projenin mimarisi ise Yazgan Tasarım Mimarlık’a ait. Longosphere, İğneada’nın eşsiz doğasının içerisinde adeta doğanın bir parçasıymış gibi inşa edilmiş. Çoğunlukla ahşap malzemenin tercih edildiği proje, oldukça mütevazı ve ziyaretçilerin konforu için her detay düşünülecek şekilde tasarlanmış.

Kamp yapma düşüncesi aslında çoğu zaman insanları ikiye ayıran oldukça karakteristik bir zevk. Kimileri için beton binalarla soyutlanmadan doğada kalmak, doğayla gerçekten iç içe olmak vazgeçilmez bir deneyim olsa da, kimileri için kampların zor ve kısmen az konforlu şartları bu deneyimi çekilmez hale getiriyor. Longosphere Glamping bu iki grubun da beklentilerini karşılayabilecek benzersiz bir yer.

İğneada, Kırklareli iline bağlı Karadeniz kıyısında yer alan küçük bir kasabadır. Bölgeye hakim olan yeşil doku yer yer suyun da kompozisyona katılmasıyla büyüleyici bir atmosfer oluşturur. Özellikle son dönemlerde İstanbul’un kalabalığından, trafiğinden ve sıkışmışlık hissinden kaçmak isteyen insanlar için de bulunmaz bir kaçış noktası haline gelmiş burası.

Denizden 1 km uzaklıkta, 17 hektarlık bir arazi içerisinde bulunan proje alanı, meşe ve çam ağaçlarına, çalılara, çeşitli mantarlara ve birçok farklı bitki türüne ev sahipliği yapmaktadır. Longosphere Glamping projesinin en önemli hedeflerinden biri bu eşsiz doğal ortamda yeni bir kullanım alanı tanımlarken, orman ekosistemini de olabildiğince koruyabilmek olmuş. Longosphere ziyaretçilerine modern yaşamın sunduğu konforlardan vazgeçmeden doğa ile doğrudan ilişki kurabilecekleri bir konaklama imkanı sunuyor. Bu doğrultuda ortaya çıkarılan tasarım ile İğneada’nın özel ortamını deneyimlemek isteyenlerin ihtiyaçlarının karşılanması ve glampingin sunduğu konforun tanıtılması amaçlanmış.

Longosphere Glamping kompleksinin genel tasarımı fonksiyonlarına göre ayrılmış üç ana bölge ve bu bölgeler arasında kurulan ilişkiden oluşmaktadır. Günlük ziyaretçiler bölgesi, aktivite bölgesi ve konaklama bölgesi olmak üzere oluşturulan yaprak formlu üç ana alan girişteki tek noktada birleşecek şekilde düzenlenmiştir. Alanın kuzey doğu ucunda bulunan giriş bölümü aynı zamanda birimlerin kamusal ve özel alan dağılımlarını düzenleyen yarım dairelerin de odak noktasıdır. Ana dolaşım alanları elektrikli golf arabası yolları, bisiklet yolları ve yaya yollarından oluşmaktadır. Her bölge kendi içinde sadece yaya kullanımına ayrılan geçişler ile de ayrıca bölünmüştür.

Doğuda yer alan yaprak formu günlük ziyaretçilerin kullanımına ayrılan alanı tanımlamaktadır. Küçük dükkanların çevrelediği patika ile ulaşılan bölümde kontrollü bir şekilde, doğaya zarar vermeden piknik yapılabilecek alanlar bulunmaktadır. Bu bölgeye aslında tüm kullanıcıların erişim izni mevcut, ancak alan tesisi günlük kullanacak ziyaretçilere hizmet vermesi doğrultusunda özel olarak planlanmış.

Hareketlilik unsurunun diğer bölümlere göre daha ön planda olduğu aktivite bölümü bağlayıcı bir alan olarak ortadaki formda yer alıyor. Bu alan tenis ve basketbol sahalarına, çok amaçlı bir amfitiyatroya, macera parkına ve genç ziyaretçiler için iki tematik çadır köye ev sahipliği yapıyor.

Alanın en büyük bölümü ise batıda konumlandırılan yaprak formunun içerisinde bulunuyor. Bu bölüm konaklama hizmetini kullanacak ziyaretçiler için tasarlanmıştır. Bölgenin ortasında yer alan biyolojik göl ziyaretçilerin deneyimini daha keyifli hale getiren bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Gölün etrafında glamping çadırlarından kabinlere kadar birçok farklı tipte konaklama imkanı oluşturulmuş. Glamping açıklamasındaki konfor düşüncesini destekler nitelikte bu bölüm içerisinde bir de lobi, kafe, spa ve toplantı salonu tasarlanmış.

Projede yer alan farklı büyüklükteki her birim aslında birbirinin varyasyonu olarak düşünülmüş. Ölçek ve form değişse de strüktürel sistem ve malzeme paletleri sabit tutulmuş. Her ünite ahşap nervürlerden oluşan bir çerçeve ile sarılmış ve yük taşıyıcı ikincil ahşap sistem bu çerçeveye ters yönde çalışacak şekilde yerleştirilmiş. Bu tercih hem inşaat sürecini kolaylaştırmış hem de oldukça yalın bir atmosfer oluşmasına olanak sağlamış. Doğal zemin ve bitki örtüsü üzerinde minimum hasar bırakmak adına da her birim destekler üzerinde yükseltilerek inşa edilmiş.

Doğanın tasarıma göre tahrip edilmediği, aksine doğanın olabildiğince korunması düşüncesinin tasarıma yön verdiği Longosphere’de minimum ekolojik ayak izine sahip, doğal, sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemeler tercih edilmiş. Longosphere Glamping doğaya olan saygısını korurken yenilikçi ve iddialı olmayı da başarıyor. Bu etkileyici doğa turizmi tesisi kısa zaman önce açılmasına rağmen yakaladığı doluluk oranlarıyla ziyaretçilerin de beklentisini karşılamış gibi duruyor.

 

Proje Yılı: 2020
Lokasyon: Kırklareli, Türkiye
Mimar: Yazgan Tasarım Mimarlık (Yazgan Design Architecture)
Fotoğraflar: Emre Dörter
3D Görseller: Ivabox

Kaynak: worldarchitecture.org, yazgandesign.com