İsviçre’nin Toggenburg bölgesinde yer alan yeni Talstation Unterwasser, Chäserrugg’un doğal yapısıyla uyumlu, hem fonksiyonel hem de mekansal bir deneyim sunan mimari bir dönüşüm projesi olarak dikkat çekiyor. Herzog & de Meuron tarafından tasarlanan yapı, işlevsellik, estetik ve sürdürülebilirliği bir araya getirerek, köklü bir geçmişe sahip olan Chäserrugg bölgesine çağdaş bir kimlik kazandırıyor. Proje 2024 yılında tamamlanarak, hem yaz hem de kış turizmi için modern bir başlangıç noktası oluşturdu.
Talstation Unterwasser, Chäserrugg bölgesine ulaşımı sağlayan tarihi füniküler hattının bir parçası olarak işlev görüyor. İlk olarak 1933 yılında kurulan Toggenburg’un ilk teleferik şirketi, Unterwasser – Iltios – Chäserrugg bağlantısını sağlayarak bölgenin turistik değerini artırmıştı. Yeni istasyon yapısı, bu tarihi bağları koruyarak yenilenmiş durumda. Büyük bir beşik çatı, merkezi salonu ve ona bağlı olan kafeterya, ziyaretçi bilgilendirme alanı ve Klangwelt Toggenburg ofislerini kapsıyor.
Yerel malzemelerle inşa edilen yapı, bulunduğu çevreyle uyumlu bir estetik sunuyor. Yapının ahşap konstrüksiyonu prefabrike elemanlar kullanılarak inşa edildi ve bu süreç Haziran ortasından Ağustos ortasına kadar sürdü. Kullanılan ahşap tamamen İsviçre’den tedarik edilirken, malzeme bölgedeki ormanlardan sağlandı. İnşaat sürecinde, Toggenburg vadisinden gelen yerel zanaatkarlar görev aldı ve böylece hem yerel ekonomiye katkı sağlandı hem de bölgenin el işçiliği geleneği projeye dahil edilmiş oldu.
Bu yeni inşa edilen istasyon, füniküler hattından gelen yolcuların doğrudan açık merkezi salona geçiş yapabilmesini sağlayacak şekilde tasarlanmış. Geniş çatı yapısı, istasyon önünde açık bir alan yaratarak ziyaretçiler için davetkar bir karşılama noktası oluşturuyor. Yapının içinde ayrıca ziyaretçiler için dolaplar, bilgilendirme alanları ve dinlenme imkanları sunan bir kafe yer alıyor.
Sürdürülebilirlik, projenin ana unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Yapının çatısına entegre edilen fotovoltaik paneller, enerji verimliliğini artırarak çevre dostu bir çözüm sunuyor. Bunun yanı sıra, eski istasyonun taşları kullanılarak oluşturulan özel bir yerleştirme, mimari ile doğa arasındaki ilişkiyi güçlendiren sanatsal bir dokunuş olarak projeye dahil edildi.
Talstation Unterwasser’in tasarımı, tarihi ve doğal çevresiyle kurduğu denge sayesinde mimari açıdan dikkat çekici bir örnek oluşturuyor. Yapının eğimli araziye yerleştirilme biçimi, yalın ancak özenli bir işçilikle inşa edilmiş olması ve mütevazı bir karaktere sahip oluşu, onu özel kılan unsurlar arasında yer alıyor. Geleneksel yapı tekniklerinin modern mimariyle buluştuğu bu proje, bölgeye entegre olma biçimi ve yerel işçiliğin nitelikli uygulanışıyla uzun vadeli bir değer yaratıyor.
Tüm fotoğraflar Herzog & de Meuron arşivine aittir © Herzog & de Meuron.
Yorum Yazın!