Dünya’nın en büyük ahşap havalimanı olan Portland Uluslararası Havalimanı (PDX), Amerika merkezli ZGF Architects tarafından tasarlandı. Portland Limanı için büyük bir öneme sahip olan yenileme ve genişleme projesi, havalimanının kapasitesini iki katına çıkararak 2045 yılına kadar yılda 35 milyon yolcuya hizmet verme hedefine odaklanıyor. Titiz işçilikle tasarlanan masif ahşap çatının prefabrik üretimi, sürdürülebilir tasarım yaklaşımı ve yolcu deneyimi odaklılığı, projenin öne çıkan özellikleri arasında yer alıyor ve havalimanı tasarımında yeni standartlar belirlemede öncü bir rol oynuyor.
Portland Uluslararası Havalimanı’nın sahip olduğu tasarım yaklaşımı ‘sürdürülebilirlik’ olarak belirlenmiş ve Terrapin Bright Green ve PLACE peyzaj mimarları ile yapılan iş birlikleri sayesinde biyofilinin terminalin her yerine entegre edilmesi amaçlanmış. Yolcu deneyimine odaklanan havaalanında ağaçlarla kaplı patikalar, basamaklı bahçeler ve stratejik olarak yerleştirilmiş 5.000’den fazla bitki bulunuyor.
Farklı şekil ve boyutlarda 49 çatı penceresi içeren masif ahşap çatı, sürdürülebilir ahşap tasarımının hem geçmişini hem de geleceğini sembolize ediyor ve terminalin yüzde altmışına doğal ışık filtreliyor. Terminalin 9 dönümlük kütlesel ahşap çatısı, havaalanının ve çevredeki manzaraların geniş görünümleriyle bir ormanda yürüme deneyimini çağrıştırıyor. Mimarlık ofisi, yapıyı ‘bir orman ekosisteminin gölgelik seviyesinde koruyucu tabakayı oluşturan dalların en üst seviyesi’ olarak tanımlayarak ormanın üst katına benzetiyor.
Kütle kontrplak paneller, glulam kirişler ve ahşap kafeslerden inşa edilen yapı, bölgeye özgü geleneksel dokuma tekniklerini sergiliyor.
Güvenlik kontrolü öncesi alan, amfi oturma düzenine sahip kamusal bir alan olarak tasarlanmış. Güvenlik kontrolü sonrası terminal bölümü ise ağaçlarla çevrili yolları, kafe, oturma alanları ve kent mobilyalarıyla konfor ve erişilebilirliği vurguluyor. İç mekân, doğal ışık ve yeşilliklerle çevrelenerek bölgenin benzersiz karakterine uygun bir ortam yaratıyor.
ZGF, yenileme çalışmaları sırasında havalimanını çalışır durumda tutmak için dalgalı bir forma sahip çatıyı terminalden uzakta, havalimanı arazisinde ayrı bir alanda prefabrik olarak üretti. Mimarlık ofisinin yerinde inşa etme yöntemi ve yerel tedarik zincirlerini kullanmasıyla binanın somutlaştırılmış karbon ayak izinde yüzde 70’lik bir azalma görüldü.
Buna ek olarak terminalin yüksek verimli dış kabuğu ve tamamen elektrikli toprak kaynaklı ısı pompası sistemi, metrekare başına enerji kullanımında yüzde 50’lik azalmaya katkıda bulunuyor. Sismik bir olay sırasında yanal harekete izin veren sismik izolasyon yataklarına sahip Y şeklindeki kolonlarla desteklenen çatı, yapının 9,0 büyüklüğündeki bir depreme dayanıklı olmasını sağlıyor.
Halihazırda devam etmekte olan ve 2026 yılının başlarında tamamlanacak olan ikinci aşamasıyla birlikte terminalin ek perakende ve yemek olanakları sunması ve yolcu deneyimini geliştirmesi planlanıyor.
Proje Yılı: 2024
Lokasyon: Portland, Oregon, ABD
Mimar: ZGF Architects
Fotoğraflar: Ema Peter Photography
Yorum Yazın!