MAD Architects’in Avrupa’daki ilk kültürel projesi olan Fenix Müzesi, Rotterdam’ın Katendrecht Yarımadası’nda yer alıyor. 1923’te inşa edilen Fenix deposunun renovasyonunu kapsayan bu proje, Avrupa’nın göç tarihinde önemli bir limanda yer alıyor. Müzenin dikkat çekici merkezi merdiveni, zemin seviyesinden başlayarak bir gözlem platformuna dönüşüyor. Bu “Tornado” olarak adlandırılan organik yapı, göç yolculuklarını sembolize ediyor ve ziyaretçilere Rotterdam ve Maas Nehri’nin büyüleyici manzaralarını sunuyor.
Rotterdam, İkinci Dünya Savaşı’nda büyük bir yıkıma uğramış Hollanda şehirlerinden biridir. Savaşın ardından, şehri yeniden inşa etmek ve endüstriyel faaliyetleri sürdürebilmek amacıyla birçok işçi buraya göç etmiştir. Ayrıca, Avrupa’dan Amerika’ya göç edenlerin kullandığı önemli bir liman kenti olmuştur. Bu süreçte, şehrin nüfusunun büyük bir kısmını göçmen aileler oluşturmaya başlamış, göçmen işçiler şehrin kalkınmasından ekonomik ve kültürel yapısının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
Şehrin hikayesine paralel olarak inşa edilen bu müze göç temalı sanat eserleriyle iki katlı geniş galerilere sahip olacak ve Beya Gille Gacha, Raquel Van Haver gibi sanatçılardan eserler sergilenecek. Katendrecht Yarımadası, Kuzey ve Güney Rotterdam’ı birleştiren bir köprü haline gelirken, müze göç temasını merkeze alarak insanlara ilham vermeyi hedefliyor.
Proje, bir zamanlar Hollanda-Amerika Hattı’nın merkezi olarak işlev gören 16.000 metrekarelik devasa bir deponun renovasyonunu içeriyor. Dünyanın en büyük depolarından biri olan bu yapı, Tornado adlı çift dönüşlü merdiveniyle ziyaretçilerin kendi yollarını seçmelerine imkân tanıyacak şekilde tasarlanmış. MAD Architects, Droom en Daad Vakfı tarafından, tarihi Fenix deposunun tepesinde bir panoramik manzara platformu tasarlamakla görevlendirildi. Yapının bulunduğu bölge geçmişte Avrupa’nın en eski Çin mahallelerinden birine ev sahipliği yapmış olmasıyla da biliniyor. Çin merkezli mimarlık ofisi MAD Architects’in tasarımıyla bu unutulmuş tarih yeniden canlanmış olacak. Platforma ek olarak, MAD aynı zamanda Fenix deposunda zemin kat ile birinci katı çatıdaki platforma bağlayan tiyatral bir merdiven ve halka açık bir atrium tasarlayacak.
FENIX müzesinin ‘’ Navigators’’ olarak adlandırdığı danışma kurulu sahip oldukları uzmanlık, deneyimler ve geçmişleriyle müzenin kuruluş aşamasında FENIX’in geleceğine dair öneriler sunuyor.
Yazar Ernest van der Kwast, fotoğrafçı ve araştırmacı Çiğdem Yüksel, sunucu ve aktör Nizar El Manouzi, gazeteci ve program yapımcısı Pete Wu, Stichting de Vrolijkheid’in sanat direktörü Matea Safar, yazar ve insan hakları avukatı Naema Tahir, gazeteci Sheila Sitalsing ve eski politikacı Khadija Arib’den oluşan bu grup, farklı uzmanlık alanlarıyla müzeyi herkesin kendini ait hissedeceği bir yer haline getirmeyi hedefliyor. Bu grup müzenin 2025’te açılmasından sonra da çalışmalarına devam edecek.
FENIX’te göç, aşk ve vedalardan, eve dönme ve ait olma hislerine, kimlik ve mutluluk arayışına kadar uzanan hikayeler ana temaları oluşturacak. FENIX’teki ilk büyük enstalasyon, 2.000’den fazla bağışlanmış valiz ile bu valizlere eşlik eden hikâyelerle inşa edilen FENIX Valiz Labirenti olacak. Labirentin valizlerle dolu koridorları, farklı göç hikâyelerini barındıracak.
Fotoğraflar ve Kaynak: fenix.nl, i-mad.com
Yorum Yazın!