NFT pazarında satışa sunulan eserlerin sanat dünyasında yarattığı rüzgar hız kesmeden devam ediyor. Görselleştirme sanatçıları Charlotte Taylor ve Nicholas Préaud bu kez Miami Beach yakınlarındaki ReefLine isimli su altı parkının parçası olacak olan OMA tasarımı heykelden esinlenen bir NFT sanat eseri yarattılar. OMA ile İş birliği kapsamında heykelin dönüşümünü konu alan videonun yanı sıra iki görsel daha oluşturuldu. Üç sanat eserinin bir parçası olan ‘Coral Arena’ kısa filmi anıtsal bir mimari yapının yolculuğunu anlatıyor. Hayatına müze ortamında bir heykel olarak başlayan eser, daha sonra amaçlanan ortamına taşınıyor ve okyanusa daldırılıyor. Yeni ortamında çok sayıda mercan ve farklı canlı türü ile bir arada yaşayan bir yapıya dönüşüyor. Filmin sonunda, yapının etrafında gelişen ekosistemle birlikte yapının yeni bir yaşam türünü bir arada tutan bir iskelete bürünmesinden bahsediliyor.
Taylor ve Préaud’un hayata geçirdiği dijital eser, OMA’nın New York ofisi başındaki isim Shohei Shigematsu tarafından tasarlanan Coral Arena isimli heykele odaklanıyor. Heykel, merkezi bir çekirdek etrafında düzenlenmiş dokuz spiral merdivenden meydana geliyor. Yapının strüktürel olarak oldukça etkileyici duruşuna rağmen meydana geliş amacı su altında yeni bir ekosistem oluşmasını sağlamak gibi oldukça duyarlı bir temele dayanıyor. Eserin gerçekleşme sürecindeki faktörlerden biri de, OMA imzalı Miami Beach kıyılarındaki heykel parkı ReefLine’ın tanıtımına yardımcı olmak olmuş. Oldukça ses getiren bu proje Art Basel Miami Beach ve Design Miami fuarları gibi etkinliklerin düzenlendiği Miami sanat haftasında tanıtıldı. Hazırlanan video, heykelin denizin altındaki yolculuğu başlamadan önce bir müzede sergilenme sürecini ve sonrasında bulunduğu yerin değişmesiyle başkalaşan algısını gösteriyor.
OMA proje ile ilgili açıklamasında dijital eserin hayata geçiriliş amaçlarından bahsetmiş: ‘NFT, Reefline heykelinin eşsiz doğasını tasvir etmeyi hedefliyor. Heykel ilk başta bir müzeye daha uygun gibi göründüğü için video eserin ölçeksiz, beyaz bir kutu ayarında bir sanat eseri olarak görüntülenmesiyle başlıyor. Film, heykelin su altına yerleştiği bölüme geçerken, insanların fiziksel ikizinin Miami Sahili açıklarında su altına yerleştirilecek olan heykelin gerçek amacının bu olduğunu anlamalarını umuyoruz. Heykel, resmi bir nesne olduğu kadar esnek bir altyapı parçası. Form, mercanların büyümesini teşvik edecek ve kıyı şeridini korumaya yardımcı olan yeni bir ekosistem yaratacak’. Sanat eseri ile yapının merkezindeki oldukça geleneksel bir sirkülasyon elemanı olan merdivenler, ‘olağan bağlamlarından çıkarılarak bir su altı çılgınlığına dönüştürülüyor.’
Coral Arena/2021 isimli ilk görsel, heykelin kurgusal bir galeride olduğu hali, Coral Arena/2031 isimli ikinci görsel ise heykelin parkın bir parçası olarak okyanusun içinde bulunduğu 10 yıl sonraki olası durumunu gösteriyor. Sanat eserlerinin motivasyonlarından biri de projenin pozitif çevresel etkisine dikkat çekmek olmuş. Bir anlamda yapı, kendi estetik gücünün önüne geçerek mimari kitleler yerine su ekosistemine hitap etme düşüncesini odağına alıyor. Heykelin bu anlamlı yolculuğu dijital eserde soyut bir dille aktarılıyor.
Préaud açıklamasında yapının çevre ile kurduğu ilişkiye vurgu yapmış: ’35 saniyelik kısa film projenin hem mimari hem de çevresel yönleri üzerine bir denemedir. Film, yapının zar zor tanındığı ve doğanın haklarını geri aldığı noktaya kadar yoğun bir şekilde ilerliyor.’
‘Coral Arena’ filmi çevre krizlerinin hayati boyutlara ulaştığı günümüzde oldukça önemli bir kavram olarak mimari ve doğa ilişkisini merkezine alıyor. Bu doğrultuda da filmin sonunda yapıyı ele geçiren canlı elemanlar aslında bu ilişkide güçlü olan tarafın doğal yaşam olduğu gerçeğine etkileyici bir gönderme yapıyor.
Kısa filmi izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=td3qGreKXtU
Kaynak: ignant.com, designboom.com, dezeen.com
Görseller: Courtesy of OMA, Charlotte Taylor, Nicholas Préaud
Yorum Yazın!