Chemin des Carrières

Oslo merkezli mimarlık ofisi Reiulf Ramstad Arkitekter, ziyaretçileri doğu Fransa’daki tarihi bir taş ocağına yönlendirmek için bir dizi yapı inşa etti. 2019 yılında tamamlanan proje kapsamında Strasbourg’un eteklerindeki 11 kilometrelik bir parkur olan Chemin des Carrières boyunca peyzaj müdahaleleri gerçekleştirildi. Hayata geçirilen yeni yol, 1902 yılında Saint Nabor taş ocaklarına hizmet etmek üzere açılan ve 2002’de kapanmak durumunda kalan Rosheim-St Nabor demiryolu rotasını takip ediyor.

Tasarım kapsamında eski istasyonda bulunan beş durak da yeni ihtiyaçlara göre farklı bir şekilde ele alındı. Durakların bazıları korunaklı alanlar sunarken, bazıları da ziyaretçiler için manzaranın tadını çıkarabilecekleri seyir noktaları haline getirildi. Bu etkileyici dönüşümü Reiulf Ramstad Arkitekter, peyzaj stüdyosu Parenthèse Paysage ile iş birliği içerisinde gerçekleştirdi.

Birçok insanın yürüyüşe başladığı, taş ocaklarından en uzak olan durak Rosheim. Rosheim, geçmişin hikayesini anlatıyor. Korten çelik kullanılarak hayata geçirilen pavyon, labirent benzeri bir karaktere sahip. İç içe geçen daireler ziyaretçilerin serbestçe dolaşabileceği farklı yüzeyler yaratarak ziyaretçilerin mekanla kurduğu ilişkiyi sürekli canlı tutuyor. Bu alanda bulunan kıvrımlı yüzeyler üzerindeki oturma alanları insanlara durup düşünebilecekleri sessiz ve dingin alanlar sunuyor.

Boersch ise suyun hikayesini anlatıyor. Nehir kenarında bir oturma alanı tasarlanan bu bölümde nehir aracılığıyla tarihsel açıdan suyun simgelediği özellikler olan temizlik ve saflık kavramları üzerinde duruluyor. Okyanusa bağlanan dinamik bir eleman olarak nehir, tasarımdaki bağlantı kavramına da gönderme yapıyor.

Leonardsau, bölgenin ve arazinin hikayesini anlatıyor. Uzun yeşil koridor sonrası yaratılan heykelsi korten çelik geçit levhaları manzarayı çerçeveleyerek görsel olarak oldukça etkili perspektifler yaratıyor.

Otrott’ta seyahatin hikayesi anlatılıyor. Burada geçmişten kalan bazı unsurların yanında bir köprü, korunaklı bir oturma kabini ve beton çevre düzenlemeleri gibi yeni eklemeler bulunuyor. Var olan eski tren istasyonu ve durak, demiryolunun tarihi varlığını somut bir şekilde gözler önüne sererek tarihi mirasın mekandaki varlığını vurgulamaktadır.

Saint-Nabor, şansın hikayesini anlatıyor. Yıllardır kapalı olan ve ‘yeniden doğallaştırma’ süreci içerisinde olan taş ocakları, eski bir sanayi arazisindeki bitki örtüsünün alanı yeniden ele geçirmesini temsil ediyor. Eski taş ocaklarına en yakın durak olan bu alanda ziyaretçiler için çevre ile bağ kurabilecekleri, dairesel bölümlere ayrılan ve dalgalı yüzeylere sahip bir yapı oluşturulmuştur. Bu bölümde tasarlanan platform, arazinin eğimi sebebiyle ince taşıyıcılar üzerinde yükseltilmiştir. Dört yapraklı yonca formundan ilham alan seyir alanı, ziyaretçilerin uçsuz bucaksız çevreyi gözlemleyebileceği bir mekan imkanı sunmaktadır.

Farklı noktalarda değişik ihtiyaçlara cevap veren mekanlar ve formlar yaratan tasarım, 11 kilometrelik rota boyunca bir hikaye anlatıyor. Tasarım ekibinin rota üzerindeki beklenmedik ve yaratıcı müdaheleleri ile ziyaretçinin duyuları ve algıları açık tutulurken, su, yol boyunca sürekli karşılaşılan bir eleman olarak hikayedeki kilit rolüyle dikkat çekiyor.

 

Proje Yılı: 2019
Lokasyon: Rosheim, Fransa
Mimar: Reiulf Ramstad Architects
Fotoğraflar: 11H45

Kaynak: reiulframstadarkitekter.com, archdaily.com, dezeen.com