Audi, markanın gelecekteki tasarım dilini sergileyen ve elektrifikasyona geçişin ön izlemesini yapan üç konsept otomobilin ikincisini tanıttı. Alman otomobil üreticisinin bu en yeni otonom gösterisinin 720 hp ve 750 km menzile sahip olması öngörülüyor.
Şık kapılara ve dört koltuğa sahip kaslı bir GT olan Grandsphere, önde konumladığı üst seviye koltuk tasarımıyla, lüks executive sedan paradigmasını alt üst ediyor. Tasarımcılardan, uzun mesafeli uluslararası uçuşlarda birinci sınıf kabinlerden esinlenerek modelleme yapmaları ve lüks bir kruvazör oluşturmaları istenmiş. Ancak Audi’nin iç tasarımcısı Maksymilian Nawka ve ekibi bu fikri daha da ileri götürmüş.
Bu konu Nawka’ya sorulduğunda, pilotların ve gün batımının olduğu kokpitten resimler bulduklarını ve ‘Bu birinci sınıf uçmaktan daha iyi değil mi? Uçağı kendi başınıza uçurmak daha iyi değil mi?’ diye sorarak, tasarımlarıyla iki dünyayı birleştirdiklerini anlatıyor.
Geleneksel tasarım yöntemlerinden ayrılarak; Grandsphere, Skysphere ve gelecek yılın Urbansphere konseptleri içten dışa tasarlanmış. Grandsphere konsepti söz konusu olduğunda ise Nawka, ‘Zorluğun bir salon yaratmak olduğunu’ belirtiyor.
Minimalist ve deri içermeyen kabin, otomobilin her tarafında bulunan sürdürülebilir ahşap, yün ve sentetik tekstillerden yapılmış diğer kaplamalarla bezenmiş. Kabin içinde yer açan elektrikli güç aktarma sistemi konfigürasyonu sayesinde, özel kavislere sahip ön koltuklar rahat bir bacak mesafesi sunmakta ve 60 dereceye kadar yatırılabilmekteler.
Arkada ise tek parça sıra koltuk tasarımı uygulanmış. Ayrıca bol ışık alan ve görüşü genişleten panoramik bir cam tavan da konsepte dahil edilmiş. Son olarak Skysphere’de olduğu gibi, Grandsphere de 4. seviye otonom sürüş yapabilecek şekilde tasarlanmış ve bu nedenle, otomobil kendi kendine sürüş modundayken direksiyon simidi gösterge panelinde kaybolacak şekilde tasarlanmış.
Link: https://www.audi.de/de/brand/de.html
Yorum Yazın!