Londra Tasarım Festivali 2021’in Dikkat Çeken Enstalasyonu: Medusa

Sou Fujimoto, Londra Tasarım Festivali 2021’de prodüksiyon ve teknoloji stüdyosu Tin Drum ile iş birliği yaparak gerçek hayatla sanal dünyayı birleştiren bir enstalasyon hayata geçirdi. Medusa isimli interaktif proje, ziyaretçileri sanal gerçeklik gözlükleri takarak hareket ile dönüşen ve gelişen organik formlu strüktürün etrafında gezinmeye davet ediyor. İnsanın hareketine karşılık veren bu proje, doğa ve içinde yaşayan canlıların karşılıklı ilişkisine gönderme yapıyor. Festivalin 19. edisyonunun yıldızlarından olmayı başaran Medusa, V&A Müzesi’nin yakın zaman önce yenilenen Raphael Court isimli mekanına yerleştirilmiş.

Enstalasyon ismini mitolojik bir figür olan Medusa’dan ve aynı zamanda denizanası için kullanılan zooloji teriminden alıyor. Medusa isminin bu ikili anlamı tesadüf değil, aksine sergideki bilim ve mitoloji birlikteliğini vurgulamak adına kasıtlı alınan bir karar olmuş. Bu sanal enstalasyonun çevresinde yürüyen insanlar oynamaya, etkileşime girmeye ve ışıkları takip etmeye teşvik ediliyor. Tin Drum’ın yöneticilerinden Munk’a göre hem Fujimoto hem de Tin Drum ışığı mimari bir çevre yaratmada ana unsur olarak kullanma fikriyle oldukça ilgilenmişler. Bu doğrultuda yapının ana ilham kaynaklarından biri de Aurora Borealis (Kuzey Işıkları) olmuş. Munk ‘Hepimiz için heyecan verici olan şey, fiziksel formu olmayan ve sadece göze yansıyan ışıkla var olan yapılar inşa edebileceğimiz fikridir’ diyerek ışığın projedeki önemine dikkat çekiyor.

Fujimoto açıklamasında projenin gelişimindeki süreci ve ana fikirleri aktarıyor: ‘Mimarlık deneyiminin temel yönlerine geri dönmeyi, insanlarla mekan arasındaki veya bir mekanla insanların duyguları arasındaki ilişkileri yaratmayı gerçekten seviyorum. Bu deneyimler oldukça önemli ve son derece gerekli, özellikle de her şeyin dijital olduğu ve birbirimizle bağlantılı olsak da gerçekten bağlantılı olmadığımız bu günlerde.’

Tin Drum’ın sağladığı teknolojik destek sayesinde Sou Fujimoto’nun organik mimari formları, ziyaretçileri kendilerini ve yapıyı keşfetmek üzere eşsiz bir yolculuğa çıkaran bir deneyime dönüşüyor. Bu etkileyici deneyim ünlü müzisyen ve besteci Ryuichi Sakamoto’nun özgün bestesi ile de başka bir anlam kazanıyor.

Yoyo Munk enstalasyon ile ilgili yaptığı açıklamada ‘Karma gerçeklik, ziyaretçilerin sanat ve performansla daha derin, daha kişisel bağlar kurmasına yardımcı olabilecek kolektif bir deneyime çok uygun bir ortamdır’ demiş. ‘Yapı, izleyicinin mekanda bulunması, tepkilerini paylaşması ve gözlemlemesi nedeniyle izleyicinin temsiline, akıcılığına, merakına ve mevcudiyetine izin verir. Fiziksel gerçekliğinizi sanal bir gerçeklikle değiştirdiğiniz zaman aynı temsili ve samimiyeti elde edemezsiniz.’

Medusa, yarattığı gerçeküstü ortamla ziyaretçilerini mekan, iklim değişikliği ve doğanın modern yaşamdaki rolü gibi önemli konular hakkında düşünmeye davet ediyor.

Proje Yılı: 2021
Etkinlik / Lokasyon: Londra Tasarım Haftası 2021, V&A Müzesi
Tasarım: Sou Fujimoto, Tin Drum

Kaynak: dezeen.com, designboom.com, vam.ac.uk, elledecor.com