Yerebatan Sarnıcı Müzesi Restorasyon Sonrası Yeniden Açıldı!

Benzersiz atmosferiyle görenleri kendine hayran bırakan İstanbul’un en önemli tarihi değerlerinden Yerebatan Sarnıcı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin mimar Doğu Kaptan ve ekibi ile birlikte gerçekleştirdiği beş yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından 23 Temmuz 2022 tarihi itibariyle kapılarını tekrar ziyaretçilerine açtı. 1500 yıllık tarihiyle şehir için eşsiz bir kültürel değer olan görkemli yapı, sütunları arasında yer alan gergi elemanlarındaki hasarlar sebebiyle çökme tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştı. Sarnıç, yapılan güçlendirmeler ve mekansal iyileştirmeler sonrası ziyaretçilerini ‘Daha Derine’ isimli sergi ile yeniden ağırlamaya başladı. Sergide Ali Abayoğlu, Yasemin Aslan Bakiri, Berkay Buğdan, Malik Bulut, Aslı İrhan, Jennifer Steinkamp, Güneş Terkol, Muzaffer Tuncer ve Ozan Ünal’ın işleri yer alıyor. Yapının açılış töreni Mercan Dede’nin konseri eşliğinde gerçekleşti.

Restorasyon kapsamında yapının strüktürel problemlerinin giderilmesi için gerekli güçlendirme çalışmaları gerçekleştirildi ve yapının eski halinde oldukça problem yaratan giriş-çıkış alanları yeniden kurgulandı. Oldukça kalabalık kuyruklara sebep olan eski girişin cam saçak ile kapatılması müzenin daha tanımlı bir bekleme alanına sahip olmasını sağladı. Çıkış bölümü için de sirkülasyonu rahatlatacak şekilde yapının fonksiyonuna daha uygun bir düzenleme yapıldı. Olumsuz hava koşullarında su sızdırma problemleri yaratan tavan bölümüne ise yalıtım uygulandı. Yapıda bulunan betonarme platformlar daha modern ve hafif malzemeler kullanılarak inşa edilen su yüzeyine daha yakın yeni bir platform ile değiştirildi. Mimar Adriano Caputo (Studio Illumina) ile birlikte detaylı bir tasarım sürecinin ardından hazırlanan mekana özel aydınlatma projesi sonucunda ziyaretçilerin mekan deneyiminin artırılması hedeflendi.

Yerebatan Sarnıcı Tarihi Yarımada’nın gezi rotasında oldukça önemli bir lokasyon olmasıyla da öne çıkıyor hatta verilere göre yapı, restorasyon öncesi İstanbul’da turistlerin en çok ziyaret ettiği üçüncü mekan konumundaydı. Böylesine önemli bir değerin gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesini sağlamak hem şehrin eşsiz tarihinin hem de dünya mirasının korunması adına büyük önem taşıyor. Binlerce yıldır farklı katmanların üst üste eklenmesiyle oluşan İstanbul’un büyüleyici dokusunun 1500 yılı aşan kritik bir sürecine tanıklık etmesi, sarnıcı şehrin ayrılmaz bir parçası haline getiriyor. Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) döneminde yaptırılan sarnıç, Ayasofya’nın güneybatısında konumlanmaktadır. Yerebatan Sarayı esasen yapının suyun içinden yükselen mermer sütunları sebebiyle yapıya halk tarafından verilen bir isimdir. Sarnıcın konumlandığı alanda daha öncesinde bir bazilika bulunmasından dolayı yapı, Bazilika Sarnıcı olarak da bilinir. Oldukça büyük bir ölçeğe sahip sarnıç, 70*140m ölçülerinde bir alan kaplıyor. Sarnıçta derin perspektifli etkileyici manzarayı oluşturan 9m yüksekliğinde tam 336 adet mermer sütun bulunuyor. Aralarında 4.80m mesafe bulunacak şekilde yerleştirilen bu sütunlar her bir sırada 28 sütun olacak şekilde toplamda 12 sıradan oluşuyor. 100.000 ton su depolama kapasitesine sahip dev sarnıcın Bizans döneminde Büyük Saray’ın ve bölgenin bir bölümünün su ihtiyacını karşılamak için kullanıldığı tahmin ediliyor.

Sarnıcın öne çıkan bir diğer önemli özelliği ise iki sütunda kaide olarak kullanılan ve Roma dönemi heykel sanatını yansıtan Medusa başlarıdır. Birçok mitolojik anlam barındıran figürün sarnıçta neden tercih edildiğine dair birçok rivayet bulunmaktadır. Araştırmacılan savunduğu Medusa başlarının sarnıca salt sütün kaidesi olarak getirildiği düşüncesinin yanı sıra yapının inşa edildiği dönemde büyük yapıları ve özel yerleri korumak için Yunan mitolojisinde kendisine bakanı taşa çevirdiğine inanılan Medusa figürünün tercih edildiği de düşünceler arasındadır. Restorasyon kapsamında sarnıcın genelinden izole halde olan Medusa da sarnıçla bütünleşecek şekilde tekrar mekanın önemli bir parçası haline getirilmiştir.

Yerebatan Sarnıcı Müzesi haftanın her günü 09.00 19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.

 

Proje Yılı: 2022
Lokasyon: Fatih, İstanbul
Mimar: Atelye70 Planners & Architects
Proje Ortakları: Insula Architettura E Ingegneria, Studio Illumina
İşveren: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Dairesi
Aydınlatma Destekçisi: Tepta Aydınlatma

Görseller: atelye70.com, cumhuriyet.com.tr, @ohnearkitekt, @aalimacit