Tarihi Yapıların Basın Merkezine Dönüşümü: Norwegian Press House

Tarihi yapıları modern işlevlerle birleştirerek Oslo’nun merkezine yeni bir soluk getiren Norveç Basın Evi (Pressens hus) Projesi, Atelier Oslo ve KIMA Arkitektur tarafından tasarlandı. 1880’lerden kalma, aslen vitrinleri, ofisleri ve arka taraftaki depolarıyla ticari alanlar olarak hizmet veren iki binanın dönüşümünü kapsayan projeye ofis alanları, konferans salonları, stüdyolar, oditoryum, halka açık bir kafe ve restoran eklendi. Giriş ve oditoryum alanları için birbirinden farklı nitelikle tasarlanan atriyumlar, tarihi dokusu korunan ahşap yapının iç mekan aydınlatması ve ferahlık hissini yeniden yorumluyor.

Norveç Basın Evi, Oslo’nun eski liman bölgesindeki Skippergata (Gemi Caddesi) ve Prinsens kapısının (Prens Caddesi) köşesinde, ülkenin yazılı ve dijital medyası için yeni bir merkez olan ve gazeteciliğin değişen yüzüyle ilgilenen halka açık bir medya ve basın merkezi. İki yapının koruma listelerinde yer almasından kaynaklı birçok kısıtlamaya uygun çözümler bulmak için proje sürecinde koruma yetkilileriyle yakın temas halinde çalışılmış ve yapıların özgün tarihi detaylarını ortaya çıkaran bir yenileme yapılmış. Basın Evi, yaklaşık 200 kişilik odası ile Norveç’te önde gelen 11 medya kuruluşuna ev sahipliği yapıyor. Medya ve gazetecilik üzerine ihtiyaç duyulan altyapı ise bina içerisine titizlikle gizlenmiş.

Proje, yeni inşa edilen iki atriyum etrafında düzenlenmiş ve atriyumların çevresinde ofisler, sosyal alanlar, sirkülasyon ve toplantı odaları yer alıyor. Giriş atriyumu, her katta daha da genişleyerek ziyaretçilerin yön bulmasını kolaylaştırırken, oditoryum atriyumu tam tersi şekilde yükseldikçe daralıyor. Giriş atriyumu, cam çatıyı destekleyen lamine ahşap kirişlerden asılan köprülerle çevrili ve aydınlık bir atmosfer sunuyor. Bu atriyum, eski bir deponun kalıntısı olan ve eski bir çelik yapıdan oluşan oditoryum atriyumu ile kontrast bir ilişki kuruyor.

Oditoryum atriyumu, tüm döşemelerin kaldırılmasıyla yapı ve ışık alanı haline getirilmiş. Üzerindeki yeni cam çatı, ışığı filtreleyen katmanlı bir ahşap yapı oluşturarak eski yapıdan büyüyor gibi bir görünüm sağlıyor.

Eski tuğla yapının büyük kısmı korunmuş, restore edilmiş ve yeni sirkülasyon ve teknik ekipman odaları oluşturmak için hassas kesimler yapılmış. Farklı kat seviyeleri nedeniyle, erişilebilirliği sağlayan yeni bir iç mekan sirkülasyon sistemi oluşturulmuş. Eski ve yeni taşıyıcı çelik yapılara, açık renk duvarlarla kontrast oluşturacak ve orijinal kırmızı tuğla renginin izlerini yansıtacak şekilde kırmızı tonlarda renkler verilmiş. Yeni yapılar, orijinal malzemelerden farklı olarak açık dişbudak ağacından inşa edilmiş, cepheler ise restore edilerek orijinal renklerine ve kaplamalarına geri döndürülmüş.

,

Zemin kat, caddeye bakan yeni bir restoran/kafe ile ziyaretçileri iç mekana davet ediyor. Yeni, pürüzsüz beyaz beton zemin şehir zeminin bir uzantısı olarak iç-dış mekan ilişkisini güçlendiriyor.

Yeni ahşap ekler ve doğal malzemeler yapının tarihi nitelikleri ile uyumlu, bütüncül bir tasarım dili elde edilmesini sağlıyor.

Proje Yılı: 2022
Lokasyon: Oslo, Norveç
Mimar: Atelier Oslo, KIMA Arkitektur
Fotoğraflar: Niklas Hart, NTB, Einar Aslaksen, Inger Marie Grini