Roma’nın Tarihi Dokusunda Çağdaş Lüks Bir Otel: Palazzo Talìa

Call Me By Your Name (2017) ve Bones and All (2022) gibi film projeleriyle tanınan, Cezayir asıllı İtalyan yönetmen, senarist ve yapımcı Luca Guadagnino, iç mimarlığa olan tutkusunu Roma’nın kalbindeki tarihi bir binayı lüks bir otele dönüştürerek hayata geçirdi. Palazzo Talìa, yönetmenin iç mimarlık ofisi Studiolucaguadagnino’nun ilk otel projesi olarak dikkat çekiyor. Tarihi yapının zarafetini korurken modern lüksü yansıtan otel, çağdaş tasarım ile geçmişin izlerini kusursuz bir uyumla bir araya getiriyor. Tasarımın ana unsurlarını kromatizm, geometri ve özenli işçilik oluşturuyor. Misafirler, fresklerle süslü duvarlar arasında dolaşırken mekânın tarihi zenginliği ile tasarımın yenilikçi dokunuşlarını hissedebiliyor.

Palazzo Talìa, tarihi boyunca hümanistlere, kardinallere, soylulara ev sahipliği yapmış 16. yüzyıldan kalma bir bina. Geçmişte ‘Nobile Collegio del Nazareno’ olarak adlandırılan kurum, ilk olarak daha az ayrıcalıklı çocuklar için bir okul olarak kullanılmış ve zamanla aristokrat ailelerin çocuklarına eğitim veren prestijli bir kurum haline gelmiş. Üç yıllık bir revizyonun ardından otel olarak yeniden açılan yapı, Guadagnino’nun yaratıcı vizyonu ve Gruppo Fresia’nın Federici ailesinin desteğiyle yeniden hayat buldu. Proje müdürü Pablo Molezun, restorasyon sürecini “tarihle iç içe geçmiş bir yere nasıl yeni bir soluk getirebileceğimizi düşünmek heyecan vericiydi” sözleriyle özetliyor.

Otelin iç mekânları, Guadagnino’nun sinematografik yaklaşımıyla bir hikâye anlatma aracı olarak kullanılmış. Magna Salonu, İtalyan sanatçı Gaspare Serenario’nun 18. yüzyıla ait freskleriyle dekore edilmiş ve çiçek desenli bir halı ile tamamlanmış. Salon, konukları geçmişten bugüne taşıyan bir atmosfer yaratırken, farklı renk tonlarının ahenkle buluştuğu bir kromatik palet ile süslenmiş. Molezun, bu dengeyi “zanaatkârlarla yakın iş birliğimiz sayesinde projeye kılavuzluk eden kromatizm” olarak tanımlıyor.

Otelin Bar della Musa bölümünde yer alan kütüphane, tarihi freskler ve modern dokunuşlarla harmanlanmış. Yüksek tavanları ve antik Roma büstleriyle büyüleyici bir atmosfer sunan iç mekân, misafirlerin kitaplar arasında keyifli zaman geçirmeleri için ideal bir ortam sağlıyor.

Bar alanı ise Sicilyalı seramikçilerin iş birliğiyle tasarlanan dalgalı yüzeyli masa ve bar tezgahlarıyla dikkat çekiyor. Zengin bir dokusal kalite sunan detaylar, Guadagnino’nun mekân tasarımındaki incelikli yaklaşımını yansıtıyor. Bar tasarımında kullanılan majolika karolar, İspanyol zanaatkârlardan temin edilmiş ve mekân adeta bir sanat eseri gibi işlenmiş. Barın duvarlarında kullanılan dokulu aynalar, freskleri yansıtarak mekâna derinlik katıyor.

Otelin iç avlusu ise peyzaj sanatçısı Blue Mambor’un tropikal bitkilerle donattığı “kentsel vaha” konseptiyle tamamlanıyor. Geniş teraslar ve şık yemek alanları, misafirlerine hem huzur hem de lüks bir deneyim sunarken, tarihi atmosfer modern zevklerle buluşturuluyor.

Talìa Süitinin tasarımını otelin kamusal alanlarıyla birlikte Studiolucaguadagnino üstleniyor. Diğer 25 oda ve süit, MIA Home Design Gallery’nin kurucusu mimar Marianna Lubrano Lavadera ve tasarımcı Laura Feroldi tarafından tasarlanmış. Her odada klasik ve çağdaş tarzları harmanlamak üzere tasarlanmış benzersiz mobilya parçaları yer alıyor.

Guadagnino, otelin tasarımında film yapımcılığıyla paralel bir hikâye anlatma pratiği izlediğini ifade ediyor. “Film yapımcısı olarak pratiğimle hiçbir ilgisi olmayan, boyutlu hikâye anlatımı için bir alan yaratmayı her zaman sevdim” diyor. Palazzo Talìa’nın her bir köşesi, geçmişin izleriyle harmanlanan çağdaş bir hikâyeyi misafirlere sunmaya devam ediyor.

Proje Yılı: 2024
Lokasyon: Roma, İtalya
İç Mimar: Studio Luca Guadagnino
Fotoğraflar: Giulio Ghirardi

Kaynak: www.architecturaldigest.com