Nxt Museum Amsterdam “Life in a Different Resolution” sergisi ile post-dijital sanat grubu Random International’ın son yirmi yıla yayılan insan ve makine arasındaki ilişkilere odaklanan eserlerine ev sahipliği yapıyor. Bu retrospektifte, her bir sanat eseri, ziyaretçileri insan bilinci üzerine yeniden düşünmeye teşvik ediyor. Sergi boyunca, insan ve yapay zeka arasındaki sınırlar gittikçe bulanıklaşırken, eserler çevremizi duyusal olarak algılamamızı sağlayan unsurları sorguluyor. Bizi bir şeyi duygulu – hissetme veya algılama yeteneğine sahip – olarak tanımaya ne yönlendiriyor?
Hannes Koch ve Florian Ortkrass Londra’daki Brunel Üniversitesi’nde öğrenim görürken aralarındaki tesadüfi bir karşılaşma, uzun sürecek bir dostluğun temelini attı. Her ikisi de Londra Royal College of Art’ta yüksek lisans eğitimlerini tamamladıktan sonra, 2005 yılında Random International’ı kurdular. Bu tarihten itibaren stüdyolarına farklı arka planlardan mühendisler, yazılım geliştiriciler, tasarımcılar, sanat tarihçileri ve mimarlar dahil edip çalışma alanlarını genişlettiler. Sanat, bilim ve teknolojiyi bir araya getiren bu multidisipliner grup, deneysel ve büyük ölçekli sanat eserlerine imza atıyor.
Sergideki “Our Future Selves” adlı yerleştirme, teknoloji üzerinden kendimizi nasıl algıladığımızı basit ama etkileyici bir şekilde ele alıyor. Bu interaktif sanat eseri, yansımanızı ışık noktalarından oluşan bir siluet olarak gördüğünüz tıpkı bir ayna gibi çalışıyor. Görüntü düşük çözünürlüklü olsa bile, oluşan hareket ve şekil sayesinde kendinizi tanıyabiliyorsunuz. Eser, bir insanı tanımak için ne kadar bilgiye ihtiyaç duyduğumuzu sorguluyor. Hareketlerimiz ve vücut dilimiz, kendimizi tanımlamak için yeterli hale geliyor. Bu, özellikle dijital dünyada bile küçük detayların bizi biz yapan unsurlar olduğunu vurgulayan bir çalışma.
“Living Room” mekânın canlı bir varlık gibi hareket edebileceği fikri üzerine kurulu büyük ölçekli bir enstalasyon. Bu enstalasyon, ışık ve sisin etkileşimiyle sürekli değişen bir mimari ortam sunuyor. Ziyaretçiler, bu ortam içerisinde hareket ettikçe, mekân da onların hareketlerine uyum sağlıyor ve yollarını değiştiriyor, bu da mekân ile ziyaretçi arasında bir tür ortak hareket yaratıyor. Enstalasyonda gezerken, mekanın sizi mi yönlendirdiği yoksa sizin onunla birlikte mi hareket ettiğiniz sorusu ortaya çıkıyor. Fiziksel ve soyut olanın bu şekilde bulanıklaştığı çalışma, insan kontrolü ile mekânın kendi hareketleri arasındaki gerilimi vurguluyor. Random International’ın bu eseri, insan ve insan dışı varlıkların nasıl birlikte yaratıcı olabilir sorusunu gündeme getiriyor. Mekânın ziyaretçilerle nasıl bir etkileşim kurduğu ve bu dinamiğin bir “ortak dansa” dönüşüp dönüşmediği sorguluyor.
Küratörlüğünü Bogomir Doringer’ün üstlendiği bu sergi, teknolojinin gelecekteki evrimini ve insanın buradaki rolünü büyük ölçekli enstalasyonlar ile araştırıyor. Bu retrospektifteki eserler, insanlık, doğa ve yapay zeka arasındaki belirsiz çizgilere odaklanırken günümüzde insan olmanın ne anlama geldiği üzerine düşünmeye sevk ediyor. Sergi 27 Eylül – 5 Ocak tarihleri arasında Nxt Museum Amsterdam’da görülebilir.
Fotoğraflar: Riccardo De Vecchi
Müze linki: nxtmuseum.com
Yorum Yazın!