Mimarlık ofisi: Kitchen-ist
İşveren: .
Proje yeri: Kuruçeşme, İstanbul
Proje tipi: Restoran
Proje yılı:
Web sitesi: www.kitchen-ist.com
INARI OMAKASE
Proje Künyesi / Metni
Bir tanrı…
Nefesin, pirincin, çayın
ve tilkilerin tanrısı Inari.
Doğurganlığın ve başarının simgesi…
Demir ustalarının, savaşçıların ve pirinç ambarlarının koruyucusu…
Efsanelere göre Inari, kendini ya çekici bir kadın olarak gösteriyor ya da beyaz dişi bir tilki olarak… Onun Inari olduğunu ancak onun efsanesine inanan anlayabiliyor. Bembeyaz bir tilki görme ihtimalinizi düşünün; o, vahşi doğada her an karşınıza çıkabilecek türden bir tilki değil. O kadar nadir ve kıymetli ki; onunla karşılaştığınızda şansın peşinizi hiç bırakmayacağına inanılıyor. Öyle ki; Japonya’daki Shinto tapınaklarının üçte birinden fazlası Inari’ye ithaf ediliyor.
Inari Omakase adını, günümüze kadar gelen işte bu efsaneden alıyor.
Inari’nin kendisinden ilham alınan marka kimliğinde; beyaz tilkiyi öne çıkaran beyaz ağırlılıklı tasarımlar yaparken, mekanda; klasik Japon çizgileri yerine somon renginin hakim olduğu, tasarıyla dişiliğe vurgu yapan bir marka-mekan tasarlamak amacıyla yola çıktık. Tavan aydınlatmalarındaki Japon şemsiyeleri, çay seremonilerinin yapıldığı tatami odalarından esinlenen masa düzeni, zemin karolajları, panel çıtaları ve Sushi barı ile yepyeni bir uzakdoğu mekanı algısı yakalamaya çalıştık. Logodaki tilki etrafındaki çizgiler mekandaki Japon şemsiyelerine ve Japon güneşine gönderme yaparken kurumsalın tamamında mekanda gördüğümüz “tatami” karolajı kullanıldı.
Sushi bar özelliğinden dolayı şefleri rahatlıkla görebileceğiniz bir sushi barın yanı sıra, Japonya’da şefin önerisi anlamına gelen Omakase için özel bir masa bulunmaktadır. Bu masanın arkasındaki Japon güneşinde, Inari’nin tilkiden kadına transformasyonunu simgeleyen tilki kuyruklu bir kadın görseli mekanı aydınlatır.
Mekanın bir duvarında 3 panelden oluşan, kağıttan yapılmış bitkiler ve çiçek aydınlatmalar dişiliği vurgularken, uzakdoğunun kağıda olan tutkusuna gönderme yapar. Tasarladığımız marka-mekanlarda sanata ve sanatçıya vermek istediğimiz destekten dolayı burada sahne dekor ve kostüm tasarımcısı İlayda Çeşmecioğlu ile çalıştık.
Nefesin, pirincin, çayın
ve tilkilerin tanrısı Inari.
Doğurganlığın ve başarının simgesi…
Demir ustalarının, savaşçıların ve pirinç ambarlarının koruyucusu…
Efsanelere göre Inari, kendini ya çekici bir kadın olarak gösteriyor ya da beyaz dişi bir tilki olarak… Onun Inari olduğunu ancak onun efsanesine inanan anlayabiliyor. Bembeyaz bir tilki görme ihtimalinizi düşünün; o, vahşi doğada her an karşınıza çıkabilecek türden bir tilki değil. O kadar nadir ve kıymetli ki; onunla karşılaştığınızda şansın peşinizi hiç bırakmayacağına inanılıyor. Öyle ki; Japonya’daki Shinto tapınaklarının üçte birinden fazlası Inari’ye ithaf ediliyor.
Inari Omakase adını, günümüze kadar gelen işte bu efsaneden alıyor.
Inari’nin kendisinden ilham alınan marka kimliğinde; beyaz tilkiyi öne çıkaran beyaz ağırlılıklı tasarımlar yaparken, mekanda; klasik Japon çizgileri yerine somon renginin hakim olduğu, tasarıyla dişiliğe vurgu yapan bir marka-mekan tasarlamak amacıyla yola çıktık. Tavan aydınlatmalarındaki Japon şemsiyeleri, çay seremonilerinin yapıldığı tatami odalarından esinlenen masa düzeni, zemin karolajları, panel çıtaları ve Sushi barı ile yepyeni bir uzakdoğu mekanı algısı yakalamaya çalıştık. Logodaki tilki etrafındaki çizgiler mekandaki Japon şemsiyelerine ve Japon güneşine gönderme yaparken kurumsalın tamamında mekanda gördüğümüz “tatami” karolajı kullanıldı.
Sushi bar özelliğinden dolayı şefleri rahatlıkla görebileceğiniz bir sushi barın yanı sıra, Japonya’da şefin önerisi anlamına gelen Omakase için özel bir masa bulunmaktadır. Bu masanın arkasındaki Japon güneşinde, Inari’nin tilkiden kadına transformasyonunu simgeleyen tilki kuyruklu bir kadın görseli mekanı aydınlatır.
Mekanın bir duvarında 3 panelden oluşan, kağıttan yapılmış bitkiler ve çiçek aydınlatmalar dişiliği vurgularken, uzakdoğunun kağıda olan tutkusuna gönderme yapar. Tasarladığımız marka-mekanlarda sanata ve sanatçıya vermek istediğimiz destekten dolayı burada sahne dekor ve kostüm tasarımcısı İlayda Çeşmecioğlu ile çalıştık.