SANAA, Paris’te 19. yüzyılın sonlarından kalma bir yapı olan La Samaritaine’i oldukça etkileyici ve kapsamlı bir proje ile yeniledi. Fransız lüks eşya şirketi LVMH’nin sahipleri tarafından yürütülen yenileme çalışması ile şehrin hafızasında oldukça büyük öneme sahip olan bu eski ticari yapı geçtiğimiz ay tekrar açıldı. Efsanevi Samaritaine’nin yenilenmesi mimari, kentsel ve ekonomik emelleri bir araya getirmesi dolayısıyla Paris şehri için çok değerlidir.
La Samaritaine, 1870 yılında Ernest and Marie-Louise Cognacq-Jaÿ tarafından kurulmuştur. Frantz Jourdain ve Henri Sauvage tarafından tasarlanan binaların oluşturduğu kompleks şimdilerde üç katlı perakende alanına, kreşe, 96 adet sosyal konuta ve 15.000 m²’lik ofis alanına ev sahipliği yapıyor.
Yüksek tarihi öneme sahip bir bölgede konumlanan bina Rue de Rivoli’den Sen’e bakan Quai du Louvre’a kadar uzanmaktadır. Yeni tasarımla mevcuttaki binanın uzunluğu boyunca devam eden, sosyal ve ticari fonksiyonlara ev sahipliği yapan ‘Passage de La Samaritaine’ isimli yeni bir cadde oluşturulmuştur.
Tasarım, biri mevcut ikisi yeni olmak üzere toplamda üç avluyu birbirine bağlar. SANAA, kompleksin olabildiğince doğal ışıktan faydalanabilmesi ve aynı zamanda iklim konforunu koruyabilmesi adına iki bina arasındaki avluya cam bir kubbe yerleştirmiş. Bu avluların her biri gökyüzü manzarasına sahip açık iç mekan aktivite alanları oluşturan eşsiz mekanlar olmalarıyla öne çıkıyor.
Yeni Paris pasajı, Sauvage binasının Sen’e bakan tarihi cephesi ile Rue de Rivoli için tasarlanan yeni cephe arasında hem fiziksel hem de temsili bir bağlantı oluşturmaktadır. Rivoli için tasarlanan cam cephe, formundaki yumuşak dalgalarla komşu pencerelerin ritmini ve ölçeğini yansıtır.
Projenin en büyük işlerinden biri, tarihi eser olarak tescil edilen mevcuttaki Sen Nehri’ne en yakın art nouveau ve art deco binanın restorasyonu olmuş. Bu kapsamda dökme demir tabelalar, renkli seramik süslemeler, dekoratif sütunlar ve taş renkli bir boya tabakasının altına gizlenmiş oldukça orijinal, çok renkli emaye karo cephe de restore edilmiş.
Aynı bina içerisinde bulunan, merdivenlerin başrolde olduğu galeri alanı da eski ihtişamına kavuşturulmuştur. Oldukça masalsı bir atmosfere sahip olan bu mekanda 1905 yılında yapılmış olan dikdörtgen cam bir çatı bulunmaktadır. Yeni transparan eklemelerin yapıldığı projede ışık seviyesini ayarlamak adına bu dikdörtgen tarihi çatı, güneş ışığı ile renklenen elektrokromik cam ile yeniden yorumlanmıştır.
Yeni tasarımın kentsel bağlamla olan ilişkisini güçlendirmek adına cephedeki cam, çevresindekileri yansıtır ve dönüştürür. Oldukça modern olan cephe üzerinde yansıyan tarihi binalar eski ve yeninin kurduğu bağa atıfta bulunur.
Proje Yılı: 2021
Lokasyon: Paris, Fransa
Mimar: SANAA, Francois Brugel Architectes Associes, LAGNEAU Architectes, SRA Architectes
Fotoğraflar: Jared Chulski
Kaynak: dezeen.com, archdaily.com
Yorum Yazın!