Kapoor’dan Kuzey Denizi’nde Protesto

Greenpeace climbers install a major new work by renowned artist Anish Kapoor titled BUTCHERED onto a Shell platform in the North Sea - the world’s first artwork to be installed at an active offshore gas site. After securing a giant 12m x 8m canvas to one side of the structure, the activists hoisted a high-pressure hose on top of the canvas at a height of 16 metres above the sea. They then pumped 1,000 litres of blood-red liquid that gushed into the fabric, creating a vast crimson stain. The work is a stark visualisation of the wound inflicted on both humanity and the Earth by the fossil fuel industry, evocative of our collective grief and pain at what has been lost, but also a cry for reparation.

Dünyaca ünlü sanatçı Anish Kapoor, Ağustos 2025’te Greenpeace aktivistleriyle birlikte Kuzey Denizi’nde dikkat çekici bir eyleme imza attı. Shell’e ait aktif bir doğalgaz platformuna yerleştirilen BUTCHERED isimli eseri, fosil yakıt endüstrisinin gezegen üzerinde açtığı derin yaraları görünür kılmayı amaçlıyor.

Eser, 12×8 metrelik dev bir tuvalden oluşuyor. Yedi Greenpeace aktivisti, platformu tırmanarak tuvali yapıya sabitledi ve ardından 1.000 litre kırmızı bir sıvıyı yüzeye püskürttü. Deniz suyu, pancar tozu, kahve granülleri ve gıda bazlı boyadan oluşan bu organik karışım, kısa sürede tuvali kan kırmızısına boyadı.

Ortaya çıkan görüntü yalnızca estetik bir etki yaratmadı; aynı zamanda fosil yakıt endüstrisinin yarattığı ekolojik tahribatın bir simgesine dönüştü. Kapoor, işini “fiziksel, bedensel ve görsel bir çığlık” olarak tanımlarken, aynı zamanda bu eylemi direniş ve itaatsizlik kültürüne bir saygı duruşu olarak da yorumladı.

Greenpeace bu eylemle, iklim krizinin kaynağı olan fosil yakıt çıkarma faaliyetlerini görünür kılmayı hedefledi. Greenpeace, sanatın bu görünmezliği kırma gücüne özellikle dikkat çekiyor.

Kapoor, daha önce de kültür-sanat kurumlarının fosil yakıt şirketleriyle kurduğu sponsorluk ilişkilerine karşı çıkmıştı. Ancak BUTCHERED, sanatçının kariyerinde farklı bir yerde duruyor: doğrudan sahada, endüstriyel bir yapının kalbine yerleştirilmiş ve protestonun kendisiyle bütünleşmiş bir sanat eseri.

Bu müdahale, sanatın yalnızca galeri ya da müze duvarlarında değil, politik çatışmanın merkezinde de var olabileceğini hatırlatıyor. Kapoor’un bu işi, endüstriyel bir platformu bir anlığına da olsa “protesto anıtına” dönüştürdü; iklim krizi çağında sanatın üstlenebileceği rollerin güçlü bir işareti olarak tarihe geçti.