Japonya merkezli mimarlık ofisi Junya Ishigami + Associates, Çin’in Rizhao kentindeki yeni bir kalkınma bölgesinin girişinde bulunan yapay göl üzerine Zaishui Sanat Müzesi’ni tasarladı. 20.000 metrekarelik alana sahip bir kilometre uzunluğundaki müze, gölün bir tarafından diğer tarafına uzanarak neredeyse gölün tüm çapını kaplıyor. Suyun müze içerisine akmasını sağlayan açıklıklarla zeminin bir kısmı sular altında bırakılarak müzenin gölün altından çıkıyormuş gibi hissettirmesi amaçlanmış. Çin’deki peyzaj sorununu ele alarak tasarlanan proje, tek başına duran mimariyi doğal çevrenin içinde rahatça oturtarak doğal çevre ile insan yapımı arasında yeni bir ilişki kuruyor.
Zaishui Sanat Müzesi, Shandong Eyaletine bağlı Rizhao kentinin gelişimini hedefleyen bir kompleks olup, aynı zamanda bir sergi alanı, ziyaretçi merkezi ve alışveriş merkezi olarak da hizmet veriyor. Sergi alanında şu anda çikolata temalı bir sanat sergisi bulunuyor, ancak yapının gelecekte çeşitli sergi türlerinin yanı sıra perakende konseptlerine de ev sahipliği yapacak şekilde uyarlanması planlanıyor.
Projenin konsepti şu sorulara çözüm arıyor: ‘Çin bağlamında çevre ve mimariye nasıl eşit muamele edilir?’, ‘Çevre ve mimarlık birbirine nasıl mümkün olduğunca entegre edilir, aralarındaki sınır nasıl mümkün olduğunca muğlak hale getirilir?’, ‘Doğa biz insanlar için nasıl mümkün olan en nazik varlık haline getirilir?’
Yapının dalgalı beton çatısı, arkasındaki dağ silsilesinin dış hatlarını taklit etmek için yer yer alçakta asılı duruyor. Müze binasının bazı bölümlerinde çatı, çevredeki doğayı binaya dahil etmek için gökyüzüne açılıyor. Ishigami, bu durumu “Bir mimari yapının içinde yaratılan bu yeni doğal ortamda, içerideki manzaranın dışarıdakine karıştığı bir manzara hissediliyor” sözleriyle ifade ediyor. İçeride gezinirken, bazı yerlerde sergilerin geniş bir alana yayıldığı, bazı yerlerde ise zeminin daralarak geniş bir su alanıyla çevrelendiği görülüyor. Bazı yerlerde tavan yüksek, bol ışık ve çevredeki manzarayı içeri alır; bazı yerlerde ise alçak, tavan suya yansır, alçak ışık kayar, neredeyse su yüzeyinde sürünerek tavana yansır.
Paralel kolonlar, ince dalgalı bir şekle sahip ince bir beton çatıyı desteklemek için gölün dibinden yükseliyor. Ziyaretçilere göl manzarası sunmak için kolonların arasına cam paneller yerleştirilmiş ve Ishigami binanın zemininin göl yüzeyiyle buluştuğu yerlerde kasıtlı olarak boşluklar bırakmış. Bu da suyun binanın içine akmasına ve zeminin bazı kısımlarının su altında kalmasına neden oluyor.
Mimarlık ofisi aynı zamanda müzenin karşısında, çim kaplı geniş bir çatının altına gizlenmiş bir ziyaretçi merkezi tasarladı. Müzenin bir kilometre uzunluğundaki gövdesinin her iki yanında yer alan iki yürüyüş yolu, müzeyi ziyaretçilerin etrafındaki doğayı deneyimlemek için dolaşabilecekleri kıyıya bağlıyor.
Ishigami, mimariyi çevrenin “nazik devi” olarak görmenin ve doğal ile insan yapımı arasında yeni bir ilişki aramanın anahtar olduğuna inanıyor ve projeyi şöyle özetliyor: “İnsan binanın içinde doğal bir ortam keşfediyor ve bu ortamın özellikleri sayesinde – binanın içinde ortaya çıkan yeni bir dış mekan olarak – çevresindeki doğa ile dostane bir bağ kuruyor.”
Proje Yılı: 2023
Lokasyon: Rizhao, Çin
Mimar: Junya Ishigami + Associates
Fotoğraflar: Arch-exist
Kaynak: dezeen.com
Muhteşem.Doğayla bu kadar uyum sağlayan bir yapı şimdiye kadar görmedim.