Dünyaca ünlü mimarlık ofislerinin üzerinde çalıştıkları mimari projelerin konsept aşamalarını paylaştığımız yeni bir seriye başlıyoruz. Aralık ayı seçkimizde Snøhetta, MVRDV, Tadao Ando Architect & Associates, BIG (Bjarke Ingels Group) ve Kéré Architecture imzalı projeleri mercek altına alıyoruz. Hangzhou’dan Tiran’a, Dubai’den Suzhou ve Rio de Janeiro’ya uzanan geniş bir coğrafyada konumlanan bu yapılar, kültür yapıları odağında kent silüetlerini yeniden yorumluyor; mimarlığın güncel yönelimlerine ve kamusal alanın dönüşümüne dair güçlü ipuçları sunuyor.
Hangzhou Qitangang Bay Art Museum | Snøhetta
Norveçli mimarlık ofisi Snøhetta, Çin’in Hangzhou kentindeki Qiantang Bay Sanat Müzesi için açılan uluslararası yarışmayı kazandı ve nehir kıyısında konumlanacak bu kültür yapısının konsept tasarımını paylaştı. Hangzhou’nun gelişen Qiantang Bay bölgesinde yer alacak müze, doğayla kenti buluşturan simgesel bir kültür merkezi olmayı hedefliyor. Tasarım, Qiantang Nehri’nin gelgit döngüsünden ilham alan “Yaratılışın Gelgitleri” temasıyla, suyun akışını sanat ve kültür hareketlerinin mekânsal bir metaforu olarak yorumluyor.
Akışkan su hareketlerini yansıtan ve birbirine dolanan iki dalga formundan oluşan form konseptiyle yapı, tüm sirkülasyon güzergâhlarını merkezî bir düğümde birleştirerek ziyaretçiler için keşif ve etkileşimi teşvik eden dinamik bir kamusal alan oluşturuyor. Kıyı ile kent dokusu arasında “hayal gücüne açılan bir kapı” işlevi görecek müze, nehir cephesini kentin kültürel merkeziyle bağlayarak Hangzhou’nun yaratıcı enerjisini doğal peyzajına yönlendirmeyi amaçlıyor.
The Grand Ballroom | MVRDV
MVRDV, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da eski Asllan Rusi Spor Sarayı’nın yerine inşa edilmesi planlanan “The Grand Ballroom” projesiyle uluslararası bir tasarım yarışmasını kazandı. 100 metre çapında devasa bir küre formundaki yapı, zemin seviyesinde 6.000 seyirci kapasiteli bir spor arenası, onun üzerinde iki katlı bir otel ve en üstte daireler barındıran karma işlevli bir kompleks. Yapı, şehir merkezi ile havaalanı yolu arasında güçlü bir kentsel odak oluşturmayı amaçlıyor.
Yapının alt kısmının daralarak yükselmesi, çevrede kamusal meydanlar ve açık spor alanları oluşmasına imkân tanırken; kürenin üst kotlarındaki daireler ve iç bahçeler ise iç mekânda ikinci bir peyzaj yaratıyor. MVRDV’nin geliştirdiği konsept, spor ve topluluk işlevlerini tek çatı altında toplayarak kente yeni bir “oyun ve buluşma tapınağı” kazandırmayı vadediyor.
Dubai Museum of Art | Tadao Ando Architect & Associates
Japon mimar Tadao Ando, Dubai’de inşa edilecek Dubai Sanat Müzesi (DUMA) için kavisli ve heykelsi bir yapıda beş katlı bir tasarım açıkladı. Dubai Creek kıyısındaki yapay bir platform üzerinde “yüzer” izlenimi veren müze, kentin zengin denizcilik mirasına ithafen deniz ve inci motiflerinden ilham alıyor. Beyaz beton kabuğa sahip yapı, günün farklı saatlerinde gökyüzünün renklerini yansıtacak şekilde tasarlanmış.
Merkezi oculus etrafında düzenlenen galeriler, ışık ve beton ilişkisini ön plana çıkarıyor. Üst kattaki cam cepheli salon ve restoran, Dubai silüetini çerçeveleyen bir seyir noktası olarak tasarlanmış. Müzenin, önümüzdeki yıllarda etaplar halinde inşa edilmesi ve tamamlandığında Dubai’nin önemli kültür merkezlerinden biri olması planlanıyor.
Suzhou Museum of Contemporary Art / BIG (Bjarke Ingels Group)
BIG’in Suzhou’daki Jinji Gölü kıyısında tasarladığı Suzhou Çağdaş Sanat Müzesi, 60.000 metrekarelik bir alanda 12 pavyondan oluşan büyük bir kültür kompleksi. Dalgalı çatı formu, geleneksel Çin bahçe mimarisindeki koridor tipolojisini çağrıştırıyor. Cam galeriler ve avlular aracılığıyla birbirine bağlanan pavyonlar, kesintisiz bir mekânsal akış oluşturuyor. Köprüler ve yer altı tünelleri ile bağlanan yapı, doğal ışıkla desteklenen iç mekânlara sahip.
Ana galerilerin yer aldığı dört büyük pavyona ek olarak, tiyatro, çok amaçlı salon ve restoran da projeye entegre edilmiş. Müzenin 2026 yılında resmi olarak açılması ve ilerleyen etaplarda iki ek pavyonla genişletilmesi planlanıyor.
Biblioteca dos Saberes / Kéré Architecture
Kéré Architecture’ın Rio de Janeiro’nun Cidade Nova bölgesinde tasarladığı Biblioteca dos Saberes, Sambódromo’nun karşısında, kentin kültürel hafızasıyla doğrudan ilişki kuran bir konumda yer alıyor. Delikli tuğla cepheler ve merkezden yükselen aydınlatmalı silindir, yapının hem iklimle uyumlu hem de simgesel bir karakter kazanmasını sağlıyor. Proje, Afro-Brezilya kültürü ve samba mirasına odaklanan bir kamusal yapı olarak kurgulanmış.
İç mekânda okuma alanları, atölyeler, sergi mekânları, oditoryum ve kafe yer alıyor. Mimarlık ofisinin Güney Amerika’daki ilk projesi olan yapının, Rio şehir merkezindeki kentsel dönüşüm süreciyle eş zamanlı olarak önümüzdeki yıllarda tamamlanması hedefleniyor.