Eğer binalar konuşabilseydi, kendileriyle ve bizimle ilgili ne söylerlerdi? ‘Cathedrals of culture’ 6 ikonik binayı 6 önemli yönetmenin yaklaşımlarıyla işleyen etkileyici bir belgesel. Mimarlık Haftası devam ederken DAC öneriyor…
Kültür Katedralleri, simge binaların her birinin kültürü nasıl yansıttığını ve toplumsal belleği nasıl koruma altına aldığını irdelerken; bize binaların insan düşüncesinin ve eyleminin maddi dışavurumu olduğunu gösteriyorlar: Berlin Filarmoni, bir modernite ikonu; Rusya Milli Kütüphanesi, düşüncelerin krallığı; Halden Prison, dünyanın en insancıl cezaevi; the Salk Enstitüsü, çığır açan bir bilim kurumu; Oslo Opera Binası sanat ve yaşamın fütürist bir bileşimi; Centre Pompidou, modern bir kültür makinası.
‘Kültür Katedralleri’nde yapılar ve yönetmenler şöyle;
Berlin Filarmoni – Wim Wenders,
Oslo Opera Binası – Margreth Olin,
Salk Enstitüsü – Robert Redford,
Centre Pompidou – Karim Aïnouz
Halden Hapishanesi – Michael Madsen,
Rusya Milli Kütüphanesi – Michael Glawogger,