Dönemin ilk brütalist mimari örneklerinden Altuğ ve Behruz Çinici tarafından tasarlanan ODTÜ Mimarlık Fakültesi, 1961’de ikilinin kazandığı bir yarışma sonucu inşa edilmiştir. 1963 yılında kurulan ve bugün ülkenin önemli mimarlık ofislerinden biri olan Çinici Mimarlık’ın temelleri de bu proje sayesinde atılmıştır. 1963 yılında çok kıymet verdikleri ODTÜ projesinin takibini gerçekleştirmek üzere Altuğ ve Behruz Çinici İstanbul’dan Ankara’ya taşınır ve ofislerini burada kurarlar. Bozkır bir arazide Türkiye’nin en önemli üniversite kampüslerinden birinin hayata geçirilmesine uzanan yolculuk ikilinin uzun yıllar süren emeği sonucunda gerçekleşir. Ankara’nın bir üniversite kentine dönüşümü sürecinde de ODTÜ projesi büyük rol oynamıştır. 11 Mayıs 1962’de Mimarlık Fakültesi binası ile başlayan inşaat, 1970’li yılların sonuna kadar proje planında öngörülen diğer binaların inşasıyla devam etmiştir. Altuğ ve Behruz Çinici plan raporlarında ODTÜ Yerleşkesi’nin tasarım sürecinin arkasında yatan temel amaçlarını ‘memleket planlaması ve toplum yaşamına tesir edecek bir üniversite şehri yaratmak olarak’ açıklar. Doğal halinde yeşil alana sahip olmayan arazi, iklim koşullarına ve mekansal planlamalara uygun olarak ağaçlandırılır. ODTÜ Kampüsü ağaçlandırma projesi ile 1995 senesinde Aga Khan ödülünü almaya hak kazanmıştır.
Yerleşke 4500 hektarlık dev bir alanda yer almaktadır. Altuğ ve Behruz Çinici kompleksi ‘Akademik Bölge, Merkez Bölge ve İkametgah Bölgesi’ olarak üç ana fonksiyona ayırıyor. Üniversite binaları merkez bir aks üzerinden batıya doğru gelişecek şekilde kurgulanıyor. Aksın batısında idari ilimler, mimarlık, fen ve edebiyat, eğitim, mühendislik, ziraat fakülteleri gibi akademik binalar yer alırken doğu bölümünde rektörlük, merkez kütüphane, oditoryum, kafeterya ve sosyalleşme alanları bulunuyor. Farklı yapı gruplarının belirlenen akslar üzerinde bir araya geldiği proje, gelişmeye ve büyümeye elverişli bir plan kurgusu oluşturuyor. Rasyonel çizgiler ve aks sistemi, binaların araziye yerleşiminden binalardaki kaset döşemelere kadar yerleşkedeki birçok farklı ölçekte göze çarpıyor. Brütalizm akımının etkilerinin açıkça görüldüğü yapılarda hakim malzeme olarak brüt beton tercih ediliyor.
Tasarımın genel kurgusunda ‘alle’ fikri öne çıkıyor. Ana bir kamusal aks olarak kurgulanan bu yol kampüsteki farklı binaları ve işlevleri birbirine bağlıyor. Yer yer daralan ve yer yer genişleyen alle, yeşil alan ve yerleşkedeki yapılar ile bütünleşiyor ve kamusal sirkülasyonun önemli ve organik bir parçasını oluşturuyor.
Alleye bağlanan yerleşkenin ilk yapılarından ODTÜ Mimarlık Fakültesi iç içe geçmiş avlular ve galerilerden meydana geliyor. Fakültenin alle üzerindeki iki girişi idari mekanları ve derslikleri ayırıyor. Mimarlık fakültesi giriş holündeki heykelsi ahşap merdivenler betonun soğuk etkisiyle etkileyici bir kontrast oluşturuyor. Dersliklerin içeriye optimum oranda güneş ışını almasını sağlamak adına batı cephesinde güneş kırıcılar tasarlanıyor.
Yapılar ve peyzaj arasındaki süreklilik ve etkileşim kampüsün en çarpıcı özellikleri arasında yer alıyor. ODTÜ Yerleşkesi’nde peyzaj, yapıları destekleyen ve mekansal bütünlüğü artıran bir eleman olarak karşımıza çıkmaktadır. Altuğ ve Behruz Çinici ODTÜ Kampüsü’nün tasarımında sürekliliğe ve bütüncül tasarıma önem vermiştir. Nitekim bu hassasiyetler tasarımdaki tüm ölçeklerde dikkat çeker. Peyzaj ve açık mekan kurgusunun yerleşkenin planlamasında önemli bir yere sahip olduğunu söylemek mümkündür. İkili raporlarında da bu konu özelinde dönemin mimarlık yaklaşımına bir eleştiride bulunmuştur: ‘Binalar arasında mekânlar yaratma sanatı bugün kaybolmuş gibidir. Biz binayı bir pozitif şekil içi kullanılan bir hacim olarak görüyoruz. Bu hacmin etrafındaki diğer kitlelerle kurduğu ‘DIŞ MEKÂN’ bugün genellikle ihmal edilmiştir. Ben forumda bunu yapmak istedim. Bu boş mekânlarda bir pozitif şekil görüp ona iç hacimlerdeki gerilimi, hacim bağlantısını, ışık düzenini vermeye çalıştım.’
Türk mimarlık tarihinde brütalizmin ve modern mimarinin en önemli sembollerinden olan ODTÜ Yerleşkesi mimarları Altuğ ve Behruz Çinici için ayrı bir yere sahiptir. 2011 yılında Behruz Çinici ODTÜ’den bahsettiği bir seminerde sarf ettiği sözleriyle projenin kendisi için önemini vurgular: ‘Yaptığım işler bittikten sonra onları düşünüp düşünüp kıvranıyorum. Onları düşlerimde yıkıp yıkıp tekrar yapıyorum. Ancak kafamda bugüne kadar yıkamadığım tek bir mekanım var, o da ODTÜ Mimarlık Fakültesi’dir. O hala genç bir yapıdır.’
Kaynak: ‘Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ankara Yerleşkesi Mekansal Strateji ve Tasarım Kılavuzu’ (2016), archives.saltresearch.org, arkitekt.com
Görseller: archives.saltresearch.org
Yorum Yazın!