Erken Cumhuriyet Dönemi modernleşme projesinde önemli bir dönüm noktasını temsil eden Gazi Orman Çiftliği Yerleşkesi’nin incilerinden Marmara Köşkü, İsviçreli mimar Ernst Egli tarafından 1928 senesinde modern bir çiftlik evi olarak tasarlanmıştır. Atatürk’ün isteği üzerine inşa edilen ev, önündeki kamuya açık Marmara Havuzu ve Parkı’nın bir parçası olarak düşünülmesi sebebiyle kullanıcısını halktan soyutlamayan sıra dışı bir konut örneğidir. Marmara Köşkü, modern tasarım anlayışı, yeni malzeme ve tekniklerin kullanılması gibi özellikleriyle Erken Cumhuriyet Dönemi konut mimarisine ait önemli bir örnek olmasına karşın 2016 senesinde habersiz bir şekilde yıkılmıştır.
Yapı, Atatürk Orman Çiftliği Yerleşke merkezinin güneyinde, çiftliğin ana omurgası sayılan kuzey-güney ekseninin bitimindeki yüksek bir arazide konumlanmaktaydı. Köşk, son haline gelene kadar büyük değişimler geçirmiştir. Egli’nin tasarımı olan dikdörtgen kütleli ilk yapı, 1928-1929 yılları arasında tamamlanmış, 1950’li yıllarda Demokrat Parti’nin kullanımına geçmiş ve bu sırada yapıyı genişletmek amacıyla kuzeyindeki eğimli alana üç katlı kütle eklenerek yapı T biçimi kazanmıştır. 12 Eylül 1980’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne devredilen yapı, sonraki yıllarda uzun bir süreyle TC Başbakanlığı tarafından kullanılmıştır.
Egli’nin Marmara Köşkü’nün tasarımında belirleyici elemanlardan biri olarak kemeri tercih ederken bir yandan da dik eğimli çatı ve ahşap kepenkli pencereler ile Kuzey Avrupa tarzı bir görsel etkiye gönderme yapması, dönemin kendi içinde ikilemler taşıyan mimarlık ortamını gözler önüne sermektedir.
Üst kattan daha geniş bir plana sahip olan zemin katın büyük bir bölümünü oldukça sade döşenen ve salon olarak tanımlanan giriş holü oluşturmaktadır. Salonun iki yanında hizmet birimleri, birinci katta çalışma ve yatak odaları, bodrum katta ise mutfak yer alır.
Ernst Egli köşkün iç mekanlarının tasarımıyla da yakından ilgilenmiştir ve 25.11.1928 tarihli ‘Marmara Köşkü’nün dahili tezyinatı için izahat’ isimli iki sayfalık açıklama yazısında yapının iç düzenlemesiyle ilgili detaylardan bahsetmiştir. Egli yazıda, yapıda kullanılacak mobilyaların ‘alayişsiz (gösterişsiz)’ fakat en iyi malzemeden yapılmasını, deri yerine brakat veya goblen ile kaplanmasını istemiştir. Şöminenin sütunları arasındaki nişin içine bir statü konmasını, mümkünse antik, yoksa yeni eserlerden biri ama her şekilde mermer olmasını, çiçek ve benzeri bir obje konulacaksa saksı ve etajerin zevksiz olmamasına dikkat edilmesini özellikle vurgulamıştır. Bu yazı dönemin estetik anlayışında ve modernleşmenin ilk adımlarının atıldığı o günlerde de önemli rol oynamıştır. Süsten uzak olma, işlevsellik, kullanışlılık ve rahatlık gibi kavramlar ön plandadır.
Marmara Köşkü, geleneksel kemerli revak düzenini özgün bir şekilde yorumlamasıyla modern mimarlığa geçişin temsilleri arasında yer almaktadır. Marmara Köşkü’nün yıkılması hem mimari özellikleri hem de ana kullanıcısı olan Atatürk’ün hatırlarıyla dolu olması sebebiyle unutulmaz bir kültür mirasının kaybedilmesidir.
Marmara Köşkü’nün de içinde bulunduğu Atatürk Orman Çiftliği Yerleşkesi, Cumhuriyet’in modern çevre ve yaşama ideallerinin gerçekleştirileceği bir model olarak sunulmuştur ve planlanmasından itibaren halka açık modern mekanlar oluşturma çabasına sahiptir. Marmara Köşkü’nün özel bir konut yapısı olmasına rağmen kapsayıcı ve halk ile bir arada olmayı hedefleyen tavrı da Cumhuriyet’in gelecek idealleriyle örtüşmektedir.
Kaynak:
Alpagut, Leyla. (2012) ’Marmara Köşkü: Atatürk İçin Modern Bir Çiftlik Evi’, METU
CANGIR, A. (2007) ‘Cumhuriyet’in Başkenti’, Ankara Üniversitesi Kültür ve Sanat Yayınları, Ankara.
Yorum Yazın!