İtalyan modasının en etkili isimlerinden biri olan ve bu yıl aramızdan ayrılan Giorgio Armani’nin yaratıcı vizyonunu merkezine alan “Giorgio Armani Privé 2005–2025” retrospektifi, 2005 yılında Paris’te başlayan Privé yolculuğunun seçkin tasarımlarını ilk kez Milano’da bir araya getiriyor. Yıllar boyunca yalnızca Paris podyumlarında ve uluslararası kırmızı halılarda görülebilen bu özel parçalar, Silos’un mimarisinde yeni bir bütünlük kazanarak Armani’nin haute couture mirasını zamansız bir bakışla gözler önüne seriyor. Sergi, Armani/Silos’ta 28 Aralık 2025’e kadar ziyaret edilebilir.

Yaklaşık 150 tasarımdan oluşan seçki, kronolojik bir düzen yerine Armani’nin stil dilini tanımlayan duygulara, siluet akışlarına ve malzeme duyarlılığına göre kurgulanmış. Bu yapı, tasarımcının zamansızlık idealini güçlü bir dille ortaya koyuyor. Ayrıca sergi, haute couture’ün ne anlama geldiğini de Armani’nin gözünden yeniden hatırlatıyor: Fransız modasının en seçkin geleneğini temsil eden haute couture, tamamen elde dikilen, kişiye özel, yüksek zanaatkârlığın ulaştığı en üst düzeyi ifade eden bir tasarım alanı. Armani’nin bu alandaki yaklaşımı, sadelik ile sofistike işçiliği bir araya getirerek kendine özgü bir sessiz ihtişam yaratıyor.
Bu küratoryal yaklaşımı yönlendiren düşünce, Armani’nin yıllar boyunca tasarım anlayışını tanımlarken sıklıkla dile getirdiği şu ifadede de karşılığını buluyor: “Modayı veya trendleri takip etmiyorum; kendi dilimi yaratmak istedim.” Sergide, bu dilin yirmi yıl boyunca nasıl derinleştiğini ve kendi estetik bütünlüğünü nasıl kurduğunu görmek mümkün.

Paris podyumlarında ikonlaşmış parçalar, Silos’un dört kata yayılan atmosferinde yeni bir bağlam kazanıyor. Katmanlı etekler, zarif işlemeler, Japon estetiğinden izler taşıyan kesimler ve zanaatkârlığın en sofistike örnekleri, Armani’nin Privé dünyasının yapı taşlarını oluşturuyor. 2011 İlkbahar koleksiyonundan Eclat des Pierres, 2014 İlkbahar koleksiyonundan Nomade ve 2023 Sonbahar koleksiyonundan Les Temps du Roses gibi temalar, serginin çeşitliliğini ve görsel hafızasını zenginleştiriyor.

Giorgio Armani, serginin açılış hazırlıkları sürerken Vogue’a verdiği röportajda seçki sürecine dair şunu söylemişti: “Alan sınırlı olduğundan, mesajımı en doğrudan ileten, görsel olarak en çarpıcı ve stilistik olarak en etkileyici parçalara odaklandım.” Privé’nin Milano’da geniş bir kitleyle buluşmasını ise şöyle yorumlamıştı: “Haute couture’da yaratıcılığın en özgür hâlini ifade ediyorum; şimdi bu dünyayı daha geniş bir kitleyle paylaşmak istiyorum.”

Sergide Armani Privé’nin yalnızca podyumlarda değil, uluslararası kırmızı halılarda etkisini gösteren parçalar da bulunuyor. Irina Shayk’ın Cannes Film Festivali’nde giydiği siyah-beyaz dramatik elbise ile Cate Blanchett’in 2007 Oscar töreninde tercih ettiği gümüş işlemeli couture tasarım, sergideki dikkat çekici örneklerden.

Tasarımcının bıraktığı zarafet mirasını yeniden yorumlayan sergi, Privé’nin yirmi yıllık yolculuğunu güçlü ve duygusal bir estetik odağıyla ziyaretçilere sunuyor.
Fotoğraflar: Betül Özlem Yılmaz
Referanslar: vogue.com





















Yorum Yazın!