Pritzker ödüllü İsviçreli mimar Peter Zumthor’un 2026 yılında tamamlanması beklenen Los Angeles County Sanat Müzesi (LACMA)’nın yenilenen tasarımı, Los Angeles’ın sanat sahnesini dönüştürmeye hazırlanıyor. Skidmore, Owings & Merrill (SOM) ortaklığıyla geliştirilen proje, yaklaşık 20 yıl süren hazırlık ve inşaat sürecinin ardından 2024 yılında ana inşaat aşamasını tamamladı. David Geffen Galerileri olarak adlandırılan bina, Hancock Park boyunca kıvrılarak Wilshire Bulvarı üzerinde cadde seviyesinden yaklaşık 10 metre yüksekte asılı duran, cam ve beton ağırlıklı yılan formuyla dikkat çekiyor. LACMA’nın eski dört müze binasının yerine tek ve birleşik bir galeri katmanı sunan tasarım sayesinde toplam galeri alanı yaklaşık 12.000 metrekareden 20.400 metrekareye kadar genişliyor.
Binayı zeminde yedi farklı büyüklükteki beton pavyon destekliyor; bu pavyonlar restoranlar, mağazalar, kafeler, açık oturma alanları ve yükleme rıhtımı gibi kamusal ve hizmet işlevlerini barındırıyor. Pavyonların en büyüğü yeni Steve Tisch Tiyatrosu’na ev sahipliği yapacak. Zumthor’un tasarımı, bir müze binasının ötesine geçerek 20 dönümlük kampüsüyle toplumsal bir buluşma noktası niteliği kazanıyor.
Müzenin 10.220 metrekarelik sergi katı, tek bir cam bandın çevrelediği yatay, tek seviyeli bir düzlem olarak planlandı. Geniş tabandan tavana pencereler doğal ışığı içeri alırken, farklı ölçek, düzen ve aydınlatmaya sahip galeriler ziyaretçilere çeşitli deneyimler sunuyor. Bu düzen, geleneksel kültürel hiyerarşileri ortadan kaldırarak tüm koleksiyonları eşit düzleme yerleştiriyor ve küratörlere değişen anlatılar yaratma özgürlüğü tanıyor.
Müzenin yeniden tasarlanmasıyla birlikte sadece sergi alanları değil, açık alan kullanımı da önem kazandı. Binanın altındaki yaklaşık 14.000 metrekarelik gölgeli kamusal alanlar, East West Bank Commons ve W.M. Keck Vakfı Meydanı gibi etkinlik plazalarıyla canlı bir sosyal yaşam alanı sunacak. Film gösterimleri, söyleşiler ve sanat atölyeleri bu alanlarda gerçekleşecek.
Açık hava heykel bahçeleri ve yerli, kuraklığa dayanıklı bitkilerle peyzaj düzenlemesi, LACMA’nın kampüsünü yaşayan bir açık hava sergi alanına dönüştürüyor. Mariana Castillo Deball’ın Feathered Changes adlı cephesi, Rodin bahçesi ve Liz Glynn, Thomas Houseago gibi sanatçıların yerleştirmeleri, ziyaretçilere sanatla doğrudan temas kurma imkânı verecek.
Sürdürülebilirlik de projenin önemli unsurlarından biri. Düşük karbonlu beton kullanımı, doğal havalandırma, radyant ısıtma-soğutma sistemleri ve pasif iklimlendirme stratejileriyle bina, LEED Gold sertifikasına aday olacak şekilde tasarlandı. Galeri katının altındaki yaklaşık 14.000 metrekarelik gölgeli açık alanlar, East West Bank Commons gibi etkinlik plazaları, yeni heykel bahçeleri ve kamusal toplanma alanlarıyla LACMA’yı şehirle güçlü biçimde bütünleştiriyor.
Ana inşaatın tamamlanmasının ardından temel operasyonel işlevlerin yeni yapıya taşınmasına imkân sağlandı. Müze, 2025 yazından itibaren plaza katındaki yemek ve perakende alanlarının bazı bölümlerini halka açmayı planlıyor; tüm galerilerin ziyarete açılması ise 2026 yılında gerçekleşecek.
Fotoğraflar: Iwan Baan