Bodrum’un Torba ilçesinde bulunan Voyage Torba Otel’in mimarisi Baraka Mimarlık imzası taşıyor. Proje, göreceli olarak hala bozulmamış yapılaşmaya sahip olan bir alanda konumlanmaktadır. Bir dizi ayrı villadan oluşan tasarım, tipik otel şemasından kaçınarak bulunduğu bölgeyle güçlü bir bağ kurmayı hedefliyor. Çevresine kıyasla oldukça orantısız bir büyüklüğe sahip olan proje alanı Baraka Mimarlık tarafından gerçekleştirilen proje ile karşı karşıya kalınan ölçek farklılıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor. Bodrum’un dar sokakları ve taş döşemeli sokakları otelin mimarisine ilham veriyor.
Proje, beyaz rengin hakim olduğu duvarların gölgelediği dar yollarla birbirine bağlanan küçük ölçekli bir mahalle gibi düzenlenmiştir. Ege ve Akdeniz ikliminin şekillendirdiği bu yarı açık alan kurgusu yaz mevsiminde daha yoğun kullanılması planlanan bu yapının iç ve dış mekanları arasındaki ilişkiyi de güçlendirmektedir.
Odalar, bir tarafı açık alana açılırken diğer bölümü de deniz manzarasını çerçeveleyecek şekilde planlanmıştır. Peyzajda kullanılan narenciye ağaçları ve lavanta gibi kokulu bitkiler de yaratılan atmosferin deneyimini daha da etkileyici hale getirmektedir.
Proje, müstakil tatil evleri ve otel bölümü olmak üzere iki kattan oluşuyor. Voyage Torba bölgenin en büyük oteli olmasıyla da öne çıkıyor. 345 odaya sahip olan proje toplamda 74.000 m² gibi devasa bir alana sahiptir. Tasarım, bölgenin bağlamı ve kullanıcıların bireysel ihtiyaçları doğrultusunda belirlenmiş farklı tipolojilerde yapılara ev sahipliği yapan beş farklı bölümden oluşuyor.
Proje, iklim ve coğrafyanın mümkün kıldığı ölçüde ara mekanları keşfetmeye çalışıyor. Bu doğrultuda keskin hatlar yerine arayüzler arasındaki etkileşimlere odaklanan daha sezgisel bir tasarım ortaya çıkıyor. Gri alanların yoğunlukta olduğu bu proje sokaktan avluya, avludan odaya, odadan banyoya ve banyodan tekrar iç avluya ilerleyen bir mekan akışı öneriyor. Malzeme tercihleri de aynı şekilde dışarıdan içeriye doğru kademeli bir geçiş yaratacak şekilde kurgulanıyor.
Ofis, yaratılmaya çalışan atmosfer hakkında Juhani Pallasmaa’dan (Eyes of the Skin) referans veriyor: ‘Pallasmaa teknolojinin değişim hızına ayak uydurabilecek tek duyunun görme olduğu bir dünyada, mimarlığın rolünün tüm duyulara odaklanmak olduğuna inanıyor. Çevremizdeki dünyayı anlamak ve keşfetmek için sadece görmeye yoğunlaşmak yerine, duyuları harekete geçiren birçok deneyimi tetikleyen unsurları kullanmanın önemini vurguluyor.’ Yüzeylerde yaratılan dokular, seçilen bitkiler ve bununla birlikte açığa çıkan aromalar, sesler.. Bodrum’un tatlı esintisinin derinlere kadar nüfuz etmesine olanak tanıyan iç içe mekanlar…
Alışılagelmiş otel şemalarının dışına çıkan bu tasarım ziyaretçilerin taleplerini göz önünde bulundurarak oldukça minimal ama duyusal olarak çok boyutlu bir mekan yaratmaya odaklanıyor. Yapı, Bodrum’un süsten uzak geleneksel beyaz evlerine gönderme yapıyor ve otellerin soğuk ve insan ölçeğinden yer yer uzaklaşabilen boyutlarını etkileyici bir sadelikle kırmayı başarıyor.
Proje Yılı: 2020
Lokasyon: Bodrum, Türkiye
Mimar: Baraka Mimarlık
Fotoğraflar: Orhun Ülgen
Kaynak: barakamimarlik.com, theplan.it, archdaily.com, thespaces.com
Yorum Yazın!