Kos Living

Hikayemiz…

 Yaklaşık 10 yıldır mobilya sektörünün içindeyim. Endüstriyel mobilya sektöründe yer alan birçok markanın ürün portföyünü oluşturan ve yöneten tarafında yer aldım. Kendi kişisel zevkimi yansıtabileceğim bir marka kurma hayalim hep vardı.

Bir ürün ya da tasarımdan ziyade, takım mantığından uzak ve hızlı değişen trend anlayışından etkilenmeyen, İskandinavların yaşam biçimleri ile şekillenen İskandinav stilinin o yalın, sade ve sıcak ev hissiyatı bana hep ilham vermiştir. Kos Living’in görsel çizgisini şekillendiren ilham kaynağından biri buydu şüphesiz, ancak Kos Living bir ürün ya da tasarımdan öte bazı değerleri, inançları merkezine koyarak küçükte olsa bir farkındalık yaratabilmek için doğdu.

2016 yılında hayatıma giren kedim Limon ile, hayvanlara ve insanın durduğu yere bakışım da değişmeye başladı. Tüm canlılarında bizler gibi yaşam hakkı olduğuna inanıyorum ve endüstriyelleşmenin artması ile insanlık gerçekten fark etmeden doğal hayatı yok eden bir sürece girdi. Çevremiz sentetik ve kimyasal çöplüğe dönüştü. Her şeyi çok hızlı tüketir olduk, bize dayatılan trend ve demode algısı ile her şeyden çok çabuk sıkılır da olduk. Bu da doğal kaynakların, doğal hayatın ve insanlığın geleceğinin çok daha hızlı yok olmasını neden oluyor.

O yüzden Kos Living’in merkezine doğa ve hayvan sevgimiz ile onlara karşı olan sorumluluğumuzu koyarak doğanın kendisini ve özgün estetiğini koruyan bir yaşam tarzı inşa etmek istedik. Bu nedenledir ki “sürdürülebilirlik”, “slow living”, “lokal üretim”, “zamansızlık” kavramları bizim için önemli. Her bir ürünümüz küçük lokal üreticilerin ellerinden el emeği sonucu doğuyor. Mobilya grubumuzda tüm ürünler insan sağlığına zararlı olmayan sürdürülebilir materyal olan %100 masif ağaçtan üretilmektedir. Ürün çizgisi olarak geçici olan günlük trendlerden ziyade sade ve modern çizgilerde zamansız ürünler üretmeye çalışıyoruz.

Hedefimiz bu kavramlar ile tüm canlılara ve doğaya karşı etik duruşumuzu tüm ürün grubumuza zaman içinde yansıtmak ve zamansız marka çizgimiz ile ilham vermenin ötesinde farkındalık yaratabilen global bir ev ve yaşam markası olabilmek.


Marka ismi…

 “Kos”, Norveç’te kendilerini iyi hissettiren anların ve duyguların, doğa ile dengede olmanın tanımı olarak geçmektedir. Bu anlar ve duygular herkes için farklı olabilir, kimi için evinde geçirdiği keyifli zamanlar olabilir, kimi için doğa içinde zaman geçirmek, kimi için dağcılık gibi adrenalin duygularına hitap eden aktiviteler olabilir, kimi için resim yapmak, kimi için yemek masası etrafında arkadaşları ile yapılan sohbetler kahkahalardır, kimi için ise kedisi köpeği ile geçirdikleri zamandır, kimi için seyahat ederek keşfetmektir…

Tüm bu anların, aktivitelerin özünde küçük, gösterişten uzak, basit tercihlerin kişiye verdiği büyük haz ve mutluluk duygusu vardır. Ve bizi biz yapan bu keyifli anlarda daha güvende hissederiz, daha kendimiz olma, kendimizi daha iyi tanıma ve ruhsal olarak geliştirme fırsatı yakalarız. Yani herkes için “Kos” farklı olabilir, ama özünde basit küçük şeylerden gelen kendini iyi hissetme duygusu vardır.


Sürdürülebilirlik…

 Sürdürülebilirlik özetle doğanın devamlılığını ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye atmadan günlük ve ekonomik ihtiyaçlarımızı karşılamak olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda ürün girdisi ve çıktısında doğa tarafından yenilebilen, uzun ömürlü, doğal, karbon salınımı düşük olan ve çevreci ürünlere yönelmek önem arz etmektedir.

Kos Living olarak mobilya grubumuzda %100 ahşap malzemelerden yana tercihimizi yapıyoruz. Ahşap doğa tarafından yenilenebilme yeteneğine ve yine %100 doğa da çözünebilme özelliğine sahiptir. Bunların yanı sıra uzun ömürlü bir malzemedir, kullanıma ya da kendi doğasına bağlı olarak zamanla meydana gelecek deformasyonları çok basit bir şekilde çözerek yeniden kullanıma sunabiliyorsunuz.  Ayrıca doğal bir malzeme olduğu için karbon salınımı yapmadığı gibi havadaki karbondioksiti emme özelliğine sahiptir.

Diğer dikkat ettiğimiz bir konu, kullandığımız ağaçların sürdürülebilir ve etik olarak kesildiğini gösteren FSC belgesine sahip olması, şu an %90 ‘ı bu sertifikaya sahip. Ayrıca ahşap üzerinde birçok çevreci sertifikaya sahip %100 doğal içerikli yağlar kullanıyoruz. Tüm bu girdi sürecini de kontrol edebilmek adına da bu malzemelerin alımlarını kendimiz yapıyoruz.

Üretici tarafında lokal küçük üreticileri tercih ediyoruz. Ahşap doğası gereği zaten yüksek volümlü endüstriyel üretime uygun değildir, üretim süreci de yavaş ve hassasiyet isteyen bir malzemedir. O nedenle üretici konusunda da seçici gitmeye çalışıyoruz.

Tekstil tarafında da şu an bir ev hanımı ile çalışıyoruz ve tüm malzeme tedariğini yine kendimiz yapıyoruz. Tekstil tarafında da uzun vadede tamamen %100 doğal ama aynı zamanda sürdürülebilir olan keten ve organik pamuk gibi malzemelere yönelmek hedefimiz.

Paketleme ve basılı materyallerde de mümkün mertebe doğal ya da geri dönüşümden elde edilmiş malzemeler kullanmaya çalışıyoruz. Tabi bu kriterlerde malzemeye ulaşabilmek biraz zor oluyor, bazı malzemelerin doğal ya da geri dönüştürülmüş versiyonlarını bulamıyoruz. Ama örnek verecek olur isek büyük ürün paketlemelerin geri dönüştürülmüş koli kullanıyoruz, sentetik bant yerine kraft bank kullanıyoruz. Ürün kartı, pelür, kartvizit gibi tüm basılı materyallerde %100 geri dönüşümlü kâğıtlar kullanıyoruz. Yine küçük ürünlerimizde tekrar kullanıma uygun pamuklu bez çantalar kullanıyoruz. Hedefimiz burada tüm malzemelerin sürdürülebilir olması.