2016 yılında İtalya’da yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti ve 2500’den fazla kişi evsiz kaldı. Tarihi yapıların tahribatına yol açan deprem sonrası, Amatrice, Accumoli ve Pescara del Tronto kasabaları için yeniden yapılanma çalışmaları başlatıldı. İtalya başbakanı, Pritzker ödüllü mimar Renzo Piano’yu, çalışmaların ve gelecekteki afetlere karşı önlem planının yürütücülüğünü yapması için görevlendirdi. Deprem sonrası izlenen operasyonel plan için Stefano Boeri Architetti de en çok yıkımın olduğu Amatrice bölgesinde ‘Amate Amatrice’ adlı projesi ile katkıda bulundu. Mimarların ve topluluğun adeta zamanla yarışarak yapılı çevrede uyguladıkları çalışmalarda bölgede yaşayanların ihtiyacına gösterdikleri hassasiyet, afet sonrası kriz yönetiminin önemini vurguladı.
Orta İtalya’yı etkileyen deprem sonrası uygulanan faaliyetler, konut ve kamu binaları için depreme dayanıklılık yasalarının gözden geçirilmesini, önlemlerin kapsamının genişletilmeye başlandığını gösterdi. Renzo Piano, bu çalışmanın önemini şu sözlerle ifade etti; “Bir arabanın çalışan frenlere sahip olması zorunlu olduğu gibi, evlerimizi güvenli hale getirmek için ülke yasalarına sismik önleyici gereklilikler eklenmelidir.”
Bölgede yaşayanların deprem sonrasında çadır kamplarında barınması sağlandı ve altı ay içerisinde, insanları hafif ahşap evlere yerleştirme sözü verildi. Planın ikinci aşamasında, yeniden inşa çalışmaları ile yaşam alanları, depremden mağdur olan insanlara temin edildi.
Deprem bölgelerinin yeniden inşası kapsamında Stefano Boeri Architetti’nin Amatrice’de konumlanan ‘Amate Amatrice’ projesi, yemek merkezi olarak faaliyet gösteren bir kompleks olarak tasarlandı. Yapılar, depremde yıkılan gıda işletmelerinin yerine tasarlanarak, konut sakinlerine yeniden iş imkanı yaratması ile ekonomik faaliyetlerden birinin sürdürülebilmesi ve aynı zamanda yerel turizm ekonomisinin canlandırılması sağlandı. Ahşap prefabrik modüler elemanlarla inşa edilen bir dizi yapı ve çok amaçlı bir meydan içeren projede yemekhane ve sekiz restoran bulunuyor.
2500 metrekarelik yeni meydan tasarımı, toplulukların buluşup vakit geçirebilecekleri, çocukların oyun oynayabilecekleri bir çalışma ve eğlence noktası. Merkez meydanı çevreleyen restoranlar, çelik ve ahşaptan hafif bir yapıya sahip. Restoranlarda uygulanan iç mekan yerleşiminde, modülerlik ve esnek kullanım ön plana çıkıyor. Mutfak ve servis alanlarının modüler ve montajı kolay olacak şekilde kurgulanması, yemek odalarının düzeninde farklılıklar yapılmasına imkan sunuyor.
Geniş eğimli çatısı olan ana yapı / kantin, depremde hasar gören okul kantinini artık kullanamayan öğrencilerin kullanımına yönelik faaliyet gösteriyor.
Meydan; yeşillikler, banklar ve aydınlatma ile kentsel enstalasyon Radura’ya ev sahipliği yapıyor. 350 adet silindirik kolon ile ahşap bir çember oluşturan Radura, doğa ile temasın sağlanabildiği bir ‘yapay orman’ oluşturuyor. Stefano Boeri Architetti’nin tasarımı, yerel gıda ekonomisini yeniden başlatacak projenin de genel hatlarını oluşturuyor.
Fotoğraflar: Giovanni Nardi / Paolo Rosselli / Courtesy of Stefano Boeri Architetti
Referanslar: theguardian.com, archdaily.com
Yorum Yazın!