Mimarlık ofisi: Teğet Mimarlık
İşveren: Yapı Kredi Yayıncılık
Proje yeri: Beyoğlu / İstanbul
Proje tipi: Kültür Yapısı
Proje yılı: 2017
Web sitesi: teget.com
YKKS – YAPI KREDİ KÜLTÜR VE SANAT
Proje Künyesi / Metni
Proje alanı, 19. yüzyılın sonlarında İstanbul'un batı şehir planları ile geliştirilen 1.5 km uzunluğundaki ticari eksenin ortasında. Galatasaray'da sokağın kırıldığı ve küçük bir meydan oluşturduğu yerde bulunuyor.
Bina alanı birbiri ardına yapılan iki binaya ev sahipliği yapıyor, ilki bir apartman (19. yüzyılın sonları) ve ikincisi ise Alman mimar Paul Schmitthenner (1958) tarafından yapılmış olan bir ofis binası. Schmitthenner'ın projesi, sokak seviyesindeki iki cephesi ile bölgede bir fark yarattı. Bina cam vitrinler ve sokak arasındaki boşluğu ile iç - dış ayrımı kırdı. Alanların geçici olarak kazınması ve kullanımındaki dönüşümle, bina kitapçılar ve bankalar için daha fazla iç mekana ev sahipliği yapmak için çevrelenmiş oldu. Üst katların bazıları ise zaman içinde sanat galerilerine dönüştürüldü.
Bina bugün İstiklal caddesi boyunca nadir bulunan köşelerden biridir ve iki tarafı hem ticari gezinti yoluna hem de bir meydana bakmaktadır. İlk amaç, yeni bir cephenin içinde benzer kültürel kullanımlarla bir yapı inşa etmekti. Yeni cephe tasarım teklifindeki yıkımlara itiraz edilence, Schmitthenner binasının mevcut dış duvarları içine yeni bir yapı taşıyor.
Bu, İstiklal caddesinin ve İstanbul'un toplu hafızasının etkili bir parçasına sıfırdan inşa edilen ve etkili bir dönüşüm geçiren kasıtlı bir bağlantı olmuş oluyor.
Proje, belirli kalıplara büyük mimari dönüşümler uygularken şehrin kolektif hafızasıyla güçlü bağlar kuruyor. Programların istiflenmesi, kamusal alanın yatay organizasyonunu ve ana caddenin ticari vitrin önlerinin, oyulmuş galeri alanındaki dikey bir hareket yoluna doğrusal hizalanmasını sağllyor. Yeni bina mevcut etkisini koruyor ancak çarşıyı Galatasaray meydanına bakan cephede dikey bir mesire olarak yeniden yorumluyor. Bina bir kez daha iç - dış bölünmeyi bir boşlukla kırıp, bu kez sanat ve kültürel kullanımları dış meydan ve şehre şeffaflıkla açmış oluyor.
Bina alanı birbiri ardına yapılan iki binaya ev sahipliği yapıyor, ilki bir apartman (19. yüzyılın sonları) ve ikincisi ise Alman mimar Paul Schmitthenner (1958) tarafından yapılmış olan bir ofis binası. Schmitthenner'ın projesi, sokak seviyesindeki iki cephesi ile bölgede bir fark yarattı. Bina cam vitrinler ve sokak arasındaki boşluğu ile iç - dış ayrımı kırdı. Alanların geçici olarak kazınması ve kullanımındaki dönüşümle, bina kitapçılar ve bankalar için daha fazla iç mekana ev sahipliği yapmak için çevrelenmiş oldu. Üst katların bazıları ise zaman içinde sanat galerilerine dönüştürüldü.
Bina bugün İstiklal caddesi boyunca nadir bulunan köşelerden biridir ve iki tarafı hem ticari gezinti yoluna hem de bir meydana bakmaktadır. İlk amaç, yeni bir cephenin içinde benzer kültürel kullanımlarla bir yapı inşa etmekti. Yeni cephe tasarım teklifindeki yıkımlara itiraz edilence, Schmitthenner binasının mevcut dış duvarları içine yeni bir yapı taşıyor.
Bu, İstiklal caddesinin ve İstanbul'un toplu hafızasının etkili bir parçasına sıfırdan inşa edilen ve etkili bir dönüşüm geçiren kasıtlı bir bağlantı olmuş oluyor.
Proje, belirli kalıplara büyük mimari dönüşümler uygularken şehrin kolektif hafızasıyla güçlü bağlar kuruyor. Programların istiflenmesi, kamusal alanın yatay organizasyonunu ve ana caddenin ticari vitrin önlerinin, oyulmuş galeri alanındaki dikey bir hareket yoluna doğrusal hizalanmasını sağllyor. Yeni bina mevcut etkisini koruyor ancak çarşıyı Galatasaray meydanına bakan cephede dikey bir mesire olarak yeniden yorumluyor. Bina bir kez daha iç - dış bölünmeyi bir boşlukla kırıp, bu kez sanat ve kültürel kullanımları dış meydan ve şehre şeffaflıkla açmış oluyor.