Esca

URBANJOBS, Michelin yıldızlı şef Osman Sezener’in yeni restoranı ESCA’nın tasarımını üstlendi. Yeni hayata geçen ve İzmir İstinyePark’ta yer alan proje, Akdeniz kültürünün mekânsal ve işlevsel özelliklerini güncel gastronomi ile birleştiren bir mekân kurgusuna sahip. Tasarım sürecinde karşılaşılan temel zorluk, kiralanan alanın amorf geometrisiydi.

Tasarım konsepti, Akdeniz mimarisinin mekânsal karakterinden, oran anlayışından ve iç-dış mekân sürekliliğini önceleyen kurgusundan ilham aldı. Bu yaklaşım, açık teras, iç salon ve servis alanları arasında akıcı bir ilişki kurarken, mekânın farklı kotlarındaki geçirgenlik hissini de güçlendirdi. Akdeniz’e özgü açıklık, ışıkla kurulan denge ve doluluk-boşluk ilişkisi, çağdaş gastronomi mekânının işlevsel gereklilikleriyle bir araya getirilerek yeniden yorumlandı. Böylece, biçimsel olarak amorf geometriye sahip bir plan içinde, Akdeniz’in mimari hafızasına gönderme yapan bütüncül bir mekânsal kimlik oluşturuldu.

Mekânsal organizasyonda, kirli tabak akışının bulaşık ve atık depolarına yönlendirilmesi; soğuk ve kuru depolara servis asansörüyle doğrudan erişim sağlanması esas alındı. Bu bağlamda, asansör önünde kompakt bir servis holü planlandı. Düzensiz sınırlar içinde depolar, personel ve misafir tuvaletleri, ofis ve özel yemek odası gibi işlevler kontrollü bir dengeyle yerleştirildi.

Projenin belirleyici kararı, barın planın merkezine konumlandırılması oldu. 360° kullanım kapasitesine sahip bar, mekânın odak noktası ve sosyal etkileşimin merkezi olarak kurgulandı. Mermer yüzey ve bronz detaylarla tanımlanan bu eleman, hem mekânsal sürekliliği sağladı hem de güçlü bir görsel hafıza öğesi oluşturdu.

Başlangıçta açık teras olarak öngörülen ana yemek salonu, malzeme seçimi ve aydınlatma stratejileriyle iç mekân niteliği kazandı. Dokulu ahşap paneller, traverten zemin, toprak tonlarındaki mobilyalar ve seçilmiş tekstiller mekânın farklı zaman dilimlerinde farklı atmosferler üretmesini sağladı. Tropikal bitkiler, İzmir’in kıyı iklimine referans veren bir peyzaj katmanı oluşturdu.

Özel yemek odası, yoğun aydınlatma kurgusu ve duvar resmiyle daha kontrollü ve odaklı bir deneyim sunarken; tamamen açık hava terası Akdeniz’e özgü sosyalliği ve geçirgenliği mekâna taşıdı.

Aydınlatma, projenin temel tasarım araçlarından biri olarak ele alındı. Gün ışığının saçaklardan süzülerek mekânı hareketlendirmesi ve akşam saatlerinde gizli aydınlatmalarla elde edilen sıcak atmosfer, mekânın farklı zamanlarda farklı deneyimler sunmasını sağladı.

Sonuç olarak ESCA, karmaşık plan tipolojisi içinde geliştirilen bir mekân organizasyonu olarak; merkezi barı, dengeli sirkülasyon çözümleri ve malzeme-ışık birlikteliğiyle tanımlandı. URBANJOBS’un yaklaşımı, kısıtları mekânsal kimlik unsurlarına dönüştürerek, iç ve dış mekân ilişkilerini geçirgen kılan ve sosyal etkileşimi odağa alan bir tasarım pratiği ortaya koydu.