Toplum, teknoloji ve mimarinin son yıllardaki gelişimi, tasarımcılar ve mimarları geleneksel inşaat tekniklerinin sınırlarını zorlayan ve yapı tasarımında alışagelmediğimiz fikirlerin doğmasını tetikleyen yenilikçi yaklaşımlara yönlendirdi. Tarihsel olarak mimari, binaların son derece dayanıklı ve kalıcı olması gerektiği fikriyle ilişkilendirilmiştir. Son dönemde en popüler anlayışlardan biri olan ‘en iyi müdahale en az müdahaledir’i bu bağlamda düşünürsek, şişirilebilir mimari doğamıza kalıcı zararlar vermeyen kısa ömürlü yapılar önererek bu akımın önemli destekleyicilerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu yaklaşım, bizi bir mimarlık teorisyeni olan Vitruvius’un utilitas-venustas- firmitas (işlevsellik-estetik-sağlamlık) ile özdeşleştirdiği mimarlık tanımındaki sağlamlık ilkesini de yeniden düşünmeye teşvik ediyor.
Bu tür yapıların geçici doğası, acil durumlarda mimarinin hızlı üretimine olanak tanır. Barınma ihtiyacının acil olduğu afet durumları bunun öne çıkan örneklerindendir. Air Ger projesi, modern yaşama uygun geçici konut alanları sunmak için Moğol yurtlarının temel prensiplerini yeniden yorumlayan oldukça dikkat çekici bir projedir. Farklı ölçek ve konudan bir örnek verecek olursak Olimpo Nômade Enstalasyonu, bir müzik festivalinde sanatçılar için gezici bir şehir yaratıyor.
Portekiz Algarve’deki Portimão plajının kumları üzerinde konumlanan proje, festivalin ihtiyaçlarına cevap verirken bir yandan da ağaçların ve balık ağlarının yardımıyla güneşten korunaklı ve tanımlı dinlenme alanları oluşturuyor.
Bu tip yapıların dikkat çekmelerinin ve bulunduğu yapılı çevre algısını dönüştürmelerinin bir nedeni de ışığın malzemenin doğası gereği tasarımda önemli bir rol oynaması. Işık, yarı geçirgen yüzeyler sayesinde hem iç mekanlarda hem de dışarıda çarpıcı görsel efektler oluşturur. Görsel etkileyicilikleri sayesinde bu sistemler büyük ölçekli sanat eserleri ve enstalasyonlarda sıkça tercih edilmektedir.
Melbourne sanat ve teknoloji şirketi ENESS tarafından yapılan Airship Orchestra, 2019 senesinde hayata geçirilen geçici bir sanat eseridir. Her biri altı metreye kadar uzanan 16 farklı şişme heykelden oluşur. Bu heykeller ağ bağlantılı iç sistem tarafından desteklenir ve hareket sensörleri sayesinde geçenlere yanıt verir; bir koro gibi davranır ve her gece yaratıcı bir müzik oluşturur.
Şişme sistemler hafif görünümleri yüzünden zaman zaman dayanıksızmış gibi bir önyargı oluştursalar da tercih edilme sebeplerinden birisi de teknik gereksinimlere sundukları çözümlerdir. Ontario’nun Kutlama Alanı Pavyonu’nda olduğu gibi özellikle rüzgar yükleri ve yangın güvenliği konularında yerel inşaat yönetmeliklerinin gerekliliklerine verimli cevap veren tasarımlar üretme kapasitesine sahiptirler.
Hava kullanılan strüktürlerde estetik ve tasarım fiziksel kavramlarla direkt olarak ilişkilidir. Temel konu, yapının temel formu ve havanın nasıl dağıtıldığıdır. BIG tarafından yapılan araştırmalara göre, pnömatik yapılar düz yüzeylerden oluşturulan nesnelerle iyi çalışmazlar. Bu bağlamda, hava ve basıncın dairesel geometrilerde eşit olarak dağıtılması, yapının bütünlüğünü korumak için önemlidir. Bu prensip şişirilebilir mimaride yaygın bir şekilde uygulanır ve geometrilerinde görülür, bu da formlarının genelde kavisli olmasının nedenidir.
Kaynak: archdaily.com
Yorum Yazın!