MVRDV tarafından tasarlanan Sotheby’s Maison, Hong Kong’un merkezinde, Landmark Chater alışveriş merkezinde yer alıyor. Dünyadaki nesnelerin aslında gerçekten var olmadığını savunan bir inanç sistemi olan taoizmin uyumlu gerilim ve sürekli değişim ilkelerinden esinlenen tasarım, birbirlerinden oldukça farklı iki deneyim mekânı ile zıtlıklar arasındaki yolculuğu betimliyor. Zemin kat, mağara görünümlü yapısıyla sürükleyici deneyimler ve sanat eserleriyle samimi kişisel karşılaşmalar sunuyor. Aydınlık birinci kat ise, sürekli değişen vitrin kurgusuyla sanat eserlerinin sergilendiği bir galeri alanı olarak hizmet veriyor.
Taoist etkiyi sürdüren zemin kat, Sotheby’s’in daha özel işlevlerini barındırmak için daha samimi, karanlık ve organik bir karakter benimseyerek yukarıdaki muadiliyle çarpıcı bir tezat oluşturuyor. ‘Grotto’ olarak bilinen büyük ana mekân, diğer etkinliklerin yanı sıra Sotheby’s’e özgü müzayede sergilerine ve performanslara ev sahipliği yapabilecek çok işlevli bir oda olarak kurgulanmış. Bunun yanı sıra zemin katta girişleri katmanlı ahşaptan yapılmış ve iç kısımları koyu bordo ve kömür tonlarında renklendirilmiş olan ve ‘Sanctum’ ve ‘Pantheon’ olarak isimlendirilen iki özel oda bulunuyor.
Jeolojik bir nitelik kazandırmak için işlenmiş ahşap katmanlarla çevrili merdiven, iki kat arasında atmosferik bir geçit oluşturuyor. Sıcak bir aydınlatmayla vurgulanan bu kıvrımlı girişler – adeta yeni boyutlara açılan kapılar gibi – ahşap katmanlar halinde oyulmuş; bu form için uyumluluk ve evrimi simgeleyen Gongshi’den, bir başka deyişle bilgin kayasından esinlenilmiş.
Üst kattaki ışık dolu galeri, aşağıdaki karanlık odalarla hoş bir tezat oluşturuyor. Daha hareketli bir mekân olarak tasarlanan alan, genellikle kamusal görüşün dışında kalacak olan özel mülkiyete ait sanat eserlerinden oluşan dönüşümlü bir koleksiyonu sergilemek üzere tasarlanmış. Buna ek olarak, Sotheby’s Maison’un daha geniş kitlelere erişebilmesi için birinci katta bir Sotheby’s yiyecek ve içecek deneyimi açılması planlanıyor.
Salonların esnek beyaz alanı, ceviz ve mermer gibi doğal malzemelerin yanı sıra şampanya ve Sotheby’s mavisi tonlarında renklendirilmiş çelik dokunuşlar kullanılarak Sotheby’s DNA’sından ilham alan bir malzeme paletiyle tamamlanıyor. Kesintisiz ve engelsiz bir alan sağlayan birinci kat, adeta yürüyen galeri oluşturarak Maison’ı dünyanın en kamusal sanat ve kültür merkezlerinden biri haline getiriyor.
MVRDV’nin kurucu ortağı Jacob van Rijs, projeyi şöyle özetliyor: “Halk ile sanat koleksiyonları arasındaki engellerin yeniden tasarlandığı, sanatı yeni ve cesur yollarla erişilebilir kılan bir alan hayal ettik.”
Fotoğraflar: Stefan Ruiz, Sotheby’s
Yorum Yazın!