Roly-Poly Cotto

Mimarlık ofisi StudioVASE geçtiğimiz sene Seul’ün Gangnam-gu bölgesinde tuğla cephesi ve renkli detaylarıyla dikkat çeken bir tasarımı hayata geçirdi. Bir restoran projesi olan bu eğlenceli mekanın gerçekleşme sürecini tetikleyen en önemli unsur Güney Koreli popüler gıda şirketi Ottogi’nin marka imajını yenileme ve daha geniş bir kitleye hitap etme isteği olmuş. Şirketin kurumsal rengi olan sarı birçok yerde tuğlanın karakteristik dokusu ve görüntüsü ile birlikte kullanılmış.

Roly-Poly Cotto olarak isimlendirilen proje, mekansal planlama ve mimari müdahalelerin yanında marka için ürün ve grafik tasarım işlerinin de yer aldığı oldukça kapsamlı bir iştir.  Toplamda 1015 m²’lik bir alana yayılan projede arka bölümde geniş bir bahçe yer almaktadır. Projedeki hakim malzeme tuğla olmasına karşın, delikli metal diskleriden oluşan parlak sarı cephe ve yer yer seramiklerle kaplanan yüzeyler projeye dinamizm katmaktadır. Yaklaşık 100.000 tuğla bloğun kullanıldığı projedeki malzeme tercihi aynı zamanda kurumsal ruhun yıllar içerisinde eskimeyen ve hatta sürekli değişim içerisinde olan özelliğine gönderme yapmaktadır.

Tasarıma yön veren ana fikir Ottogi için yeni ve güçlü bir imaj yaratmak olmuş. Konsept, markanın imajının incelenmesi sonucu göze çarpan olumsuz durumların giderilmeye çalışmasıyla oluşturulmuş. Tasarımcılar, geçici olmayan ve sürdürülebilir bir alan yaratmak için gereken çözümün ‘basitten daha çok karmaşık, kışkırtıcıdan daha çok duygusal, dijitalden daha çok analog olan bir mekan deneyimi üzerine yoğunlaşmak’ olduğunu düşünmüşler. Bu doğrultuda mekanın, kullanıcıların alışması ve benimsemesi ile anlam kazanması planlanmış.

Binanın farklı bölümleri bahçeyi çevreleyerek ortada yarı korunaklı bir açık alan yaratıyor. Toplamda oluşturulan yedi farklı bölüm kendine özgü mekansal özelliklere sahip olacak şekilde kurgulanmış. İç mekanda hakim olan kırmızı renkli tuğlalar; seramik, paslanmaz çelik ve ahşap gibi çeşitli malzemeler ile yer yer birleşerek eğlenceli bir kompozisyon oluşturuyor. Arsanın arka bölümünde yer alan bahçe, projenin çekirdeğini oluşturmanın yanı sıra birçok farklı ağaca ve bitkiye ev sahipliği yapıyor. Merdiven şeklinde düzenlenen eğimler de tuğlalardan oluşuyor ve daha rahat bir şekilde oturmak için alanlar yaratıyor. Yukarı bölümde oluşturulan çim alan ise tüm bahçeyi izlemeye olanak tanıyan keyifli bir mekana ev sahipliği yapıyor.

Merdivenlere sanatçı Lee-Hyun-jung’un çeşitli seramik objeleri yerleştirilmiştir. Bu nedenle merdivenler sergileme mekanı işlevine de sahiptir. Bahçe, tüm mekanların merkezindedir ve tüm mekanlar ona doğru yönlendirilmiştir. Tuğlaların dayanıklı ve sert algısıyla kontrast oluşturacak şekilde bahçe her mevsim değişecek şekilde planlanmıştır. Çiçekli bitkilerin süslediği bahçe, mevsimsel değişimlere uygun olarak dönüşür ve geçmişten kalan birkaç ağaçla da uyum içerisinde bir birliktelik ortaya koyar. Bahçenin sonu küçük bir tepenin karşısında konumlanır ve diğer mekanlarla iletişim kurar. Sanatçı Lee-Hyun-jung’un seramik masası da ağaçlarla birleşerek bahçede farklı bir alan oluşturur.

Projenin yola bakan bölümünde konumlanan Cave (Mağara) isimli bölüm, yiyecek-içecek satışının gerçekleştiği bir yarı bodrum alanıdır. İç mekanda çeşitli desenlerde düzenlenen tuğlalar kullanılırken, 8m uzunluğundaki bar ve koltuk dar ve uzun olan mekanı tamamlar. Zemin kotuna ulaşmak için kullanılan dar merdivenden çıkarken kullanıcılar bir küp ile karşılaşmaktadır. Ön duvarının tamamen tuğla ile kaplandığı küp, proje kapsamında geliştirilen ürünleri satmak için tasarlanan bir alandır. Tavana asılan büyük balonlar ve ışıklar mekana neşeli bir atmosfer kazandırırken aynı zamanda da iç mekanın dışarıdan tanınmasını kolaylaştırmaktadır.

Proje kapsamında tasarlanan salonun ileride müşterilere açılması ve şirket etkinlikleri için kullanılması planlanmaktadır. 50’den fazla kişiyi ağırlama kapasitesine sahip olan salon, çok amaçlı kullanıma uygun olarak tasarlanmıştır.

Sala isimli bir diğer bölüm de ev hissiyatı uyandıracak şekilde rahat ve konforlu olarak döşenmiştir. Şirketin rengi olan sarıya derinlik kazandırmak için renk, farklı kaplama malzemelerinde kullanılmıştır. Sala’nın bahçeyle görsel bağını güçlendirmek adına da bütün pencereleri açılabilir şekilde kurgulanmıştır. Oldukça dinamik ve renkli bu tasarım Seul’un sürprizlerle dolu sokaklarına renkli bir eklenti olarak öne çıkmaktadır.

 

Proje Yılı: 2020
Lokasyon: Seul, Güney Kore
Mimar: StudioVASE
Fotoğraflar: Park woo-jin

Kaynak: architizer.com, archdaily.com, designboom.com