2008 yılından bu yana kapalı olan Atatürk Kültür Merkezi 29 Ekim 2021’de Cumhuriyet’in 98. yıl dönümünde yeni projesi ile açıldı. Modern mimarinin ülkemizdeki en eski ve önemli sembollerinden biri olan AKM, uzun bir dönem ülkenin kültür ve sanat dünyasının kalbinin atmış olduğu eşsiz bir yapıdır.
Opera binasının temeli 29 Ekim 1946’da mimar Feridun Kip ve Ruknettin Güney tarafından tasarlanan proje ile atılmıştır. Ekonomik yetersizlikler sebebi ile ilk projenin durdurulmasının ardından yapı, Hayati Tabanlıoğlu’nun yeniden ele aldığı proje ile 1969 yılında İstanbul Kültür Sarayı olarak açılmış fakat 1970 yılında gerçekleşen büyük yangında ciddi hasar görerek kullanılamaz hale gelmiştir. Atatürk Kültür Merkezi, 1978 yılında yeniden Hayati Tabanlıoğlu’nun imzasını taşıyan proje ile kullanıma açılmış ve 2000’li yıllara dek aktif olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Hayati Tabanlıoğlu’nun proje için yaptığı en önemli değişikliklerden birisi yapıya eskiden olduğu gibi sadece opera binası işlevi yüklemek yerine onu bir kültür merkezine dönüştürmesi olmuştur. Atatürk Kültür Merkezi, uzun yıllar boyunca İstanbul kültür ve sanatının can damarlarından biri olarak olarak şehre hizmet vermiştir.
Atatürk Kültür Merkezi şehrin belki de en önemli ve siyasi meydanı sayılabilecek Taksim Meydanı’ndaki merkezi konumu sebebiyle siyasi atmosfer için yıllar boyunca oldukça önemli bir yapı olmuştur. AKM’nin temsil ettiği değerler yıllar içerisinde meydanın da yaşanmışlıkları ile birlikte çokça değişmiş ve yapı, bir kültür merkezi olmanın yanı sıra siyasi ve politik bir simge haline gelmiştir. 2018 yılına kadar kapalı kalan yapı, sonrasında yeniden inşa edilmek üzere yıkılmıştır. Hem mimarlık tarihi hem de kentin hafızası açısından ‘Atatürk Kültür Merkezi kadar önemli bir yapı yıkılmadan da korunabilir miydi?’ sorusu hep akıllarda olacak olsa da, AKM’nin yeniden İstanbul’un kültür ve sanat simgesi olarak hayata dönmesi mutluluk verici.
Çağdaş bir yorumla hayata geçirilen yeni projenin mimarı yapının ilk projesinin mimarı olan Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu Murat Tabanlıoğlu. Projenin sahip olduğu unsurların birçoğunu koruyan mimar, kimilerini de modern bir dille yeniden ele almış. Korunan unsurların başında Atatürk Kültür Merkezi’nin hafızalara kazınan ikonik cephesi geliyor. Bu cephe, yıllar boyu hem yapıya hem de meydana kimlik kazandıran en önemli unsurlardan biri olması ile öne çıkıyor. İç mekandaki unutulmaz elemanlardan olan spiral merdiven de korunan ögeler arasında yer alıyor.
Ana kütleyi ve bazı elemanları eski haliyle bırakmanın yanında yapı özellikle iç mekanda bambaşka bir projeye ve tasarım diline sahip. Yeni projenin öne çıkan elemanı ise merkezde yer alan ve ana salona ev sahipliği yapan dev kırmızı küre.
Kürenin üzeri eski AKM’nin iç mekanında bulunan Gorbon’un ürettiği Sadi Diren tasarımı seramiklerin tekrar yorumlanması ile Kalebodur tarafından projeye özel üretilen 15.000 adet seramik ile kaplanmış. Tasarımın ana hedeflerinden birisi yapıyı oldukça şeffaf tutarak meydanla kurulan ilişkiyi güçlendirmek olmuş. AKM’nin yanında bulunan eski katlı otopark binası da yeni proje kapsamında ele alınarak kültür merkezinin devamı olacak şekilde yeniden düzenlenmiş. Yeni eklemlenen yapılarla bir kültür kompleksi haline gelen projenin önümüzdeki süreçte yoğun ilgi görmesi bekleniyor.
Görseller: akmistanbul.gov.tr, Emre Dörter
Kaynak: tabanlioglu.com, akmistanbul.gov.tr, yapi.com.tr, sanatatak.com,
Tarihlerinizde duzeltme gerekiyor ,1973 Ekim ayinda acildiginda , kutlamalarin onemli bir aktivitesi Josephine Baker’in AKMde sahne almasiydi , yapi yepyeniydi ve henuz yangin olmamisti