Depot Boijmans Van Beuningen

Rotterdam merkezli mimarlık ofisi MVRDV’nin tasarladığı Depot Boijmans Van Beuningen, Yves Brunier ve OMA tarafından 1980-1990 yılları arasında tasarlanan meşhur kamusal alan Museumpark’ta yer alıyor.6 Kasım’da açılışı gerçekleşen yapı, müze ziyaretçileri için alışılagelmemiş bir deneyim vadediyor ve 151.000 nesneden oluşan tüm koleksiyon yeni proje ile halka açık hale getiriliyor. Yapının tamamen aynalı cam panellerle kaplanmış olan kase formlu hacmi, çevresindeki her şeyi üzerinde barındırıyor: meydandan geçen insanlar, bulutlar ve Rotterdam’ın dinamik şehir silüeti.Projenin ilgi çekici formu ve sıra dışı materyal kullanımı dışında öne çıkmasını sağlayan sebeplerden biri de yapının bir müzenin tamamen halka açık olan ilk sanat deposu olması. Bu yaklaşımla normalde keskin sınırları olan sahne arkası ve sahne, teknik alan ile kullanım alanları ayrımı prensipte bir nebze de olsa kaldırılıyor. MVRDV bu proje ile yeni bir tipoloji deniyor ve bir yandan sanat eserlerinin muhafaza edilmesini sağlarken diğer yandan eserlerin taşınmasına yönelik ihtiyaçlar ile kurgu ve küratörlük kültürünün kesiştiği yeni bir yapı fikri ortaya koyuyor.

Yapı, yansıtma özelliği sayesinde kapladığı 15.000 m²’lik oldukça büyük alana rağmen çevresiyle güçlü ve interaktif bir ilişki kurmayı başarıyor.

Depot Boijmans Van Beuningen’in melez doğası barındırdığı programlarda da kendini gösteriyor. Yapıda depolama fonksiyonunun yanı sıra bir dizi sergi salonu, küratör ofisleri, restoran ve yeşil bir çatı bahçesi yer alıyor. 35 metre yükseklikteki ağaçlarla kaplı çatı bahçesi, Rotterdam şehrinin nefes kesici manzarasının deneyimlenebileceği yeni bir kamusal alan sağlıyor.

Binanın kalbi, çapraz merdivenlerin ve müze küratörleri tarafından belirlenen eserlerin sergilendiği, asma cam vitrinlerin yer aldığı yüksek tavanlı galeri bölümüdür. Galeride bulunan vitrinler, tasarımcı Marieke van Diemen imzası taşımaktadır. Müze koleksiyonundan farklı eserlerin sergilendiği bu vitrinlerin bazıları mekanın sınırında bir çerçeve oluştururken, bazıları da insanların üzerinde veya altında yürüyebileceği köprüler meydana getirir. Galeri, ziyaretçileri sergi odalarına ve küratör stüdyolarına yönlendirerek onlara dünyaca ünlü bir müzenin sanat koleksiyonunu nasıl koruduğunu ve önemsediğini öğrenme şansı sunmaktadır. Depolama alanlarının alışılagelmiş rasyonel düzeni ve geometrisi, labirent benzeri galeri boşluğunun karmaşıklığı ile çarpıcı bir kontrast oluşturur. Sirkülasyon alanlarının müzenin koleksiyonunu sergileyen büyük vitrinler arasında tasarlanması ziyaretçilerin sanat eserleriyle sürekli bir ilişki içerisinde olabilmesine olanak sağlar.

İç mekan, yirmi farklı depo alanı içeren yedi katta düzenlenmiştir. Bu alanlardan on dört tanesi müze tarafından kullanılırken, altı tanesi özel koleksiyoncular tarafından kiralanmıştır. Depot Boijmans Van Beuningen’de sergilenen eserler, dönemlerine veya akımlarına göre değil iklimsel gereksinimlerine göre ayrılmaktadır. Yapıda farklı malzemelerle üretilmiş sanat eserlerinin gereksinimlerine göre düzenlenmiş beş farklı iklim bölgesi bulunmaktadır.

MVRDV’nin kurucusu Winy Maas bu sıra dışı yapıyı hayata geçirmelerindeki motivasyonu şöyle açıklıyor: ‘Bir mimarlık firması olarak, özel bir sanat deneyiminin eşit derecede özel bir yapıyla el ele gitmesine izin vermek bizim görevimizdi’. Açılışının üzerinden kısa zaman geçmiş olmasına rağmen Depot Boijmans Van Beuningen, şehir için oldukça popüler bir lokasyon haline gelmeyi başarıyor ve ziyaretçilerini müzelerde normalde saklı bölümler olan mekanların ne kadar çarpıcı olabileceğine dair bir keşfe çıkarmayı hedefliyor.

 

Proje Yılı: 2021
Lokasyon: Rotterdam, Hollanda
Mimari: MVRDV
Fotoğraflar: Ossip van Duivenbode

Kaynak: domusweb.it, archdaily.com, dezeen.com