Pierre Yovanovitch ve Christian Louboutin’den Kadın Bireyselliğine Övgü: Yüksek Topuklu Sandalye Koleksiyonu

Fransız tasarımcılar Pierre Yovanovitch ve Christian Louboutin, ‘kadın bireyselliğini’ yansıtmayı amaçlayan, ayakları yüksek topuklu ayakkabılardan oluşan bir sandalye koleksiyonu tasarladı. New York’taki Yovanovitch galerisinde tanıtılan bu yeni iş birliği, tarih, mitoloji ve filmlerden ilham alan dokuz özel meşe ağacı sandalyeyi içeriyor: Dita, Josefina, Syrena, Nefertari, Zenobie, Radicalla, Morphea, Metropolissa ve Pompadour. Pierre Yovanovitch ve Christian Louboutin’in tasarladığı bu sandalye koleksiyonu, kadın figürlerinin ayaklarını sandalyenin ön bacakları olarak kullanma fikrinden doğuyor.

Fotoğraf: Eric Petschek
Fotoğraf: Jean Pierre Vaillancourt
Fotoğraf: Jean Pierre Vaillancourt

Nefertari sandalyesi, antik Mısır kraliçesi Nefertari’den esinlenerek ayaklarına eklenen altın-bronz topuklarla kraliyet havasını yansıtıyor. Zenobie ise günümüz Suriye’sindeki Palmira’nın üçüncü yüzyıl kraliçesine bir övgü olarak ön bacaklarında turkuaz taşlarla süslenmiş. Metropolissa, deri oturaklı ve metalik detaylara sahip olan, Fritz Lang’in klasik 1927 filmi Metropolis’e bir saygı duruşunda bulunuyor ve bilim kurguda kadın robotun ilk tasvirlerinden birini içeriyor. Syrena, Lehçe’de denizkızı anlamına geliyor ve deniz mavisi kumaş ve balık ağı kaplı bacaklarla tamamlanmış.

Fotoğraf: Jean Pierre Vaillancourt
Fotoğraf: Jean Pierre Vaillancourt

Mitolojiden esinlenen bir diğer tasarım olan Morphea, Yunan uyku ve rüya tanrısına atıfta bulunarak bulutlu döşemeleri ve altın rengi ayaklarıyla öne çıkıyor. Dita, Amerikalı dansçı Dita Von Teese’in burlesk kostümlerinden esinlenerek gümüş topuklar ve lazerle işlenmiş, payet döşemeleri ile dikkat çekiyor. Josefina ise 1920’lerin popüler dansçısı ve ikinci dünya savaşı casusu Josephine Baker onuruna, deri püsküllü ve işlemeli bir oturak sunuyor. Pompadour’un altın yaldızlı metal topukları, 1750’lerin Fransız Crescent dolaplarını anımsatarak Fransız kralı XV. Louis’nin sevgilisi ve danışmanı Madame de Pompadour’a atıfta bulunuyor.

Fotoğraf: Eric Petschek
Fotoğraf: Eric Petschek

Bu sınırlı sayıdaki koleksiyona eşlik eden ‘Simply Nude’ serisi ise doğrudan Louboutin’in 2013 yılında piyasaya sürdüğü beş tonlu Nudes ten rengi ayakkabı serisine atıfta bulunuyor. Simply Nude sandalyelerin ayakları da Louboutin’in imzası olan kırmızı tabanlı topukları sergiliyor. Yovanovitch, ‘Simply Nude serisi, kadın bireyselliğini daha geniş bir şekilde ele alıyor ancak tek bir karakter veya alegori tasvir etmiyor’ dedi.

Fotoğraf: Alessio Boni

Bu sandalyelerin zanaatkarlığını, Louboutin ve Yovanovitch tarafından seçilen Fransız isimler üstleniyor. Bu zanaatkarlar arasında haute couture moda evleri için geleneksel olarak çalışan nakış atölyeleri Maisons Vermont ve Lesage Interieurs, kumaş boyama ustası Christophe Martin ve döşeme işlerinden sorumlu olan Louboutin’in kunduracısı Minuit Moins 7 bulunuyor. Yovanovitch, ‘Bir sandalye tasarlamak çok sınırlı bir egzersizdir: genel boyutlar ve açılar çok sabittir’ dedi. ‘Bir ayakkabı tasarlamak ise daha da sınırlı ve tekniktir. Her iki durumda da büyük yaratıcılık alanı vardır ve her iki durumda da güçlü zanaatkarlığa dayanmak çok önemlidir.’ Simply Nude sandalyeler çeşitli meşe kaplama seçenekleriyle sunulmaktadır. Louboutin, lüks ayakkabılarıyla tanınmakla birlikte, son yıllarda Yovanovitch ile yaptığı çeşitli iş birlikleri aracılığıyla iç mekanlara da yönelmektedir.

Kaynak: dezeen.com