Dijital Sanat Eserleri ve NFT

Teknolojiye ve dijital dünyaya olan eğilim inanılmaz bir hızla artarak devam ediyor. Diğer her şey gibi sanat eserleri de bu rüzgardan etkilendi ve dijital ortama taşınmaya başladı. Dijital dünyanın bize sundukları hem içerik, hem erişilebilirlik açısından etkileyici olsa da kimi zaman bu kolaylık, özgünlük hissiyatının kaybolmasına yol açabiliyor. Dijital içeriklere erişimin bu denli rahat olması, dijital sanat eserlerinin gerçekliğini doğrulayan bir sertifika sisteminin gerekliliğini beraberinde getiriyor. Son zamanlarda sıkça duyduğumuz NFT (Non Fungible Token) bu noktada devreye giriyor. Türkçe’si ‘değişimi mümkün olmayan para’ olarak çevrilebilen NFT ile dijital sanat eserleri taklit edilme sorunu ortadan kalkarak güvenli ve herkese açık bir şekilde alınıp satılabiliyor.

NFT’nin en önemli özelliklerinden biri kopyalanamaz ve türünün tek örneği olan bir kriptografik token çeşidi olması. Bu özelliği ile NFT sistemine aktarılan bir sanat eserinin ya da herhangi bir verinin kopyalanma riski ortadan kalkıyor ve kolayca doğrulanabiliyor. Siz bir NFT aldığınızda aslında sanat eserinin bağlı olduğu bir token (jeton) almış oluyorsunuz. Blockchain sistemine kayıtlı olan NFT’nin satın alınması işlemin kalıcı bir kaydını sağlıyor ve esere sahip olunduğuna dair de kanıt oluşturuyor. Satın aldıktan sonra eseri bilgisayarınızda görüntüleyebilir, yazdırabilir ya da yeniden satabilirsiniz. İnternet erişimi olan çoğu kişi bir görüntüyü yazdırabilir veya görüntüleyebilir fakat bu görüntü kendilerine ait değildir ve bu görüntüyü satamazlar. NFT sistemi ise eserlerin yeniden satışını ve dolayısıyla ikincil bir pazarı mümkün kılıyor.

Fiziksel dünyada sanat eserlerinin özgünlüğünün ispatlanması oldukça karmaşık bir prosedürken, bu yeni sistemin sunduğu güvenilir ve kolay yoldan gerçekleştirilebilen doğrulama sanat camiasında büyük bir yenilik olarak görülüyor. Çok ciddi para hacmine sahip olan sanat piyasasında sahtecilik ve dolandırıcılık vakalarının oldukça sık yaşanması da maalesef bu tarz bir sistemin vadettiği güvenlik algısına duyulan ihtiyacı gözler önüne seriyor. Öyle ki fiziki sanat eserleri söz konusu olduğunda Louvre ya da Mets gibi dünyaca ünlü müzelerin bile koleksiyonlarında sahte eserler çıkabiliyor. Blockchain sisteminin ortaya koyduğu merkeziyetsiz yapı, sanat eserlerine herkesin erişebilmesini sağlıyor ve NFT sistemi de erişimin bu denli kolay olduğu bir ortamda eserlerin orijinalliğini doğruluyor ve kayıt altına alıyor. Sanatçılar eserlerini değiştirilemez olan NFT formatına çevirerek belirli platformlar üzerinden ilgililere sunabiliyor. Sistemin herhangi bir kişi, kurum ya da ülkeye bağlı olmaması ve piyasanın dünyanın her yerindeki alıcılara açık olması durumu da satışların görece daha demokratik bir ortamda gerçekleşebilmesini sağlıyor.

Sanatçılar cephesinden bakıldığında bu durum sanatçı ile koleksiyoner arasındaki aracı kurumları ortadan kaldırması özelliğinden dolayı oldukça pozitif algılanıyor. Tabii ki böylesine hızlı büyüyen bir sistemde de aracıların olması kaçınılmaz fakat şimdiki haliyle alınan komisyon ücretleri fiziki satışlara oranla çok daha makul.

11 Mart 2021 tarihinde Beeple olarak tanınan sanatçı Mike Winkelmann’ın dijital eserini 69.3 milyon dolara satması kripto sanat dünyası için dönüm noktalarından biri oldu. Sanat sektörü dışında dijital mecralarda içerik üreten spor, müzik gibi birçok farklı sektör de NFT aracılığıyla para kazanılabileceğini böylece keşfetti. Şimdilik eserlere ve ürünlere biçilen değerlerin ne kadar gerçekçi ve dijital koleksiyonerlik kavramının ne kadar sürdürülebilir olduğu tartışılsa da bu deneysel pazar gelecek için etkileyici şeyler vadediyor. Yine de dijital olarak algıladığımız eserlerin kimi zaman sadece görüp deneyimlemek adına bile kilometrelerce yol gitmeyi göze aldığımız fiziki sanat eserleri ile ilişkisinin ne olacağı merak konusu.

 

Platformlarda satışa sunulmuş olan bazı eserlere göz atalım:

Everydays: The First 5,000 Days

Beeple adıyla bilinen sanatçı Mike Winkelmann’ın eseri gerçekleştirilen en yüksek değerli NFT satışı olmasıyla öne çıkıyor. Christie’s’de müzayedeye çıkan eser aynı zamanda tarihi bir müzayede evinde satışı gerçekleştirilen ilk NFT oldu. Winkelmann’ın ‘Everydays’ serisi için hazırladığı 5000 görselden oluşan jpeg formatında bir kolajdan oluşan eser 69 milyon dolara satıldı.

The Shipping

Arjantinli tasarımcı Andrés Reisinger’in 10 parçadan oluşan The Shipping isimli sanal mobilya koleksiyonu NFT formatında 450 bin dolara satıldı. Online satış platformu Nifty Gateway üzerinden satışa çıkan koleksiyon 10 dakikadan kısa bir süre içerisinde tükendi. Reisinger’in alıcıyla iş birliği içinde tasarlamayı vadettiği özel bir parça ise yaklaşık 67 bin dolar ile en yüksek fiyatı alan ürün oldu.

Fractal İstanbul

 Tarık Tolunay NFT dünyasına oldukça başarılı giriş yapan sanatçılarımızdan biri. ‘Fractal İstanbul’ projesi bünyesinde hayata geçirdiği beş çizimi yaklaşık 150 bin dolara alıcı buldu. Tolunay’a göre başarısının arkasındaki sırlardan biri çalışmalarının odağının İstanbul olması olmuş. Kendisini ‘kentçizer’ olarak tanımlayan Tolunay, dünyanın en güzel ve köklü şehirlerinden biri olan İstanbul’da doğmuş olmanın bir şans olduğundan söz ediyor. Sanatçı İstanbul’dan aldığı ilhamı özgün bir dille eserlerine aktarıyor. Tolunay çalışmalarını rahat bir şekilde blockchain sistemine adapte etmiş. Çalışmalarında İstanbul’un ikonik manzaraları başka bir perspektiften yansıtılıyor. Tolunay’ın eserlerinin satışı Türkiye’de gerçekleştirilen ilk büyük çaplı NFT satışları arasında yer almasıyla da dikkat çekiyor.

Furry ArtWorks

Sanatçı Murat Yıldırım’ın ikonik tabloları tüylü formlarda soyut görsellere dönüştürdüğü eserlerinden oluşan Furry koleksiyonu SuperRare platformu tarafından NFT formatında satışa sunuldu.

ha:ar Sergisi

CerModern Güney Hangar Galerisi’nde ziyarete açılan, Hande Şekerciler ve Arda Yalkın ikilisinin ortak olarak gerçekleştirdikleri ha:ar sergisi 18 Mayıs 2021 tarihine kadar görülebilecek. Sergide ikilinin ‘İmkansız Heykeller’ ve ‘Lucid’ serilerinden işler yer alıyor. Sergideki tüm eserler aynı zamanda NFT olarak satın alınabilecek. NFT’nin aslında sadece bir sunuş şekli olduğunu söyleyen ha:ar, işlerini NFT piyasasının beğenisine göre üretmediklerini, sadece hâlihazırda yaptıkları eserlerin NFT edisyonlarını da çıkardıklarını belirtiyor. Bu ikilinin birbiri üzerinde bir negatif etkiye sahip olacağını da düşünmediklerini ekliyor.

Moronlar

Injective Protocol Banksy’nin ‘Moronlar’ isimli eserini 95 bin dolara satın aldıktan sonra yakarak eserin dijital bir varlığa çevrildiğini açıkladı. Eserin yakılmasını canlı yayımlayan platform daha sonra NFT formatına çevrilen eseri 380 bin dolara dijital ortamda sattı. Bu tavır sanat eleştirmenlerinin tepkisini çekti ve oldukça eleştirildi. Platform, sanatçının daha önce bir müzayedede kendi eserini parçalamasını örnek göstererek, bu tarz bir eylem için özellikle Banksy’e ait bir eser seçtiklerini belirtmiş.

Banksy’nin Moronlar ismini verdiği orijinal 2006 baskısı eser Christie’de yer alan bir müzayedeyi canlandırıyor. Eserin en dikkat çeken bölümü ise resmedilen müzayededeki çerçevede yer alan yazı: ‘I can’t believe you morons actually buy this shit’ (Siz moronların gerçekten bu şeyi satın aldığınıza inanamıyorum)

Referanslar: theartnewspaper.com, cumhuriyet.com.tr, gazeteduvar.com.tr, webrazzi.com, bbc.com, dezeen.com

Fotoğraflar: nytimes.com, superrare.co, dezeen.com, fractalistanbul.com, myartbroker.com