2023 Yılında Tamamlanması Beklenen Projeler

Dünya’nın önde gelen mimarlık şirketlerinin ölçek ve program bakımından çeşitlilik gösteren ve 2023 yılı içerisinde tamamlanması beklenen projeleri bulunuyor. Yapım süreci halen devam eden projeler, Türkiye’nin ilk modern sanat müzesi olan İstanbul Modern’den; 2022 yılının Pritzker mimarlık ödülü kazananı Francis Kéré’nin yerel malzeme kullanımını amaçlayan Goethe Enstitüsü’ne kadar yer, kapsam ve kullanıcı profili bakımından farklılık sunarak mimariye birbirinden değerli yapıları kazandırma niteliği gösteriyor. 2023’e damga vuracak nitelikte olan mimari projelerin yer aldığı kapsamlı bir seçki hazırladık.

İstanbul Modern – Renzo Piano Building Workshop

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olan İstanbul Modern, Pritzker ödüllü mimar Renzo Piano tarafından yenileniyor. Galataport’un yanında konumlanan yeni müze binası daha açılmadan The New York Times’ın ‘2023’te görülmesi gereken 52 yer’ listesinde yer alarak dünyanın cazibe merkezlerinden biri olarak görüldü. Müzenin 15.000 m2‘lik alanına çok amaçlı salonlar, galeriler ve ofisler gibi farklı fonksiyonların eklenmesi ile yenilenen tasarım, şehrin yeni buluşma noktası olma potansiyelini ortaya çıkarıyor. Üç katı yer üstünde ve iki katı aşağıda olmak üzere toplamda 5 katı bulunan müzenin metal cephe tasarımı, güneşin hareketine bağlı olarak su ve ışık oyunları yaratıyor ve binaya farklı bir görünüm ve canlılık kazandırıyor.

Fotoğraf: Neoscape Inc. & AMNH

Museum of Natural History Expansion in New York – Studio Gang

Studio Gang’in New York’taki ‘American Museum of Natural History Expansion’ adlı 10 müze binasını birbirine bağlayan projesi, sergi galerileri, sınıflar ve dijital tiyatro fonksiyonlarını barındıran anıtsal bir kampüs oluşturuyor. Jeolojik kanyonların ve buzul yapılarının oluşumu gibi Dünya’nın zamanla geçirdiği doğal süreçlerden ilham alınarak tasarlanan kanyon benzeri form, püskürtme beton tekniği ile yapılıyor ve tasarım, açıklıklarla dolu sürekli alanlar ile mekanlar arası bağlantıyı sağlıyor.

Fotoğraf: Courtesy of Plomp/Snohetta

Beijing Sub-Center Library – Snohetta

Norveç merkezli mimarlık ofisi Snøhetta, ECADI ile işbirliği sonucunda uluslararası bir yarışmanın ardından Çin’in Pekin kentinde konumlanan yeni bir kütüphane tasarımı faaliyetlerini sürdürüyor. Öğrenme, bilgi alışverişi ve tartışma merkezli yeni bir tür kamusal alan yaratmayı amaçlayan proje, Çin’in ilk kendi kendini destekleyen cam cephe projesi olmayı vadediyor. 16 metre yüksekliğindeki cam cephe şeffaflığı sağlarken, iç mekandaki heykelsi sütunlar iklim, aydınlatma ve akustik konforu kontrol eden teknolojik bir sistem içeriyor.

Fotoğraf: Courtesy of DBOX for Mori Building Co.

Toranomon-Azabudai in Tokyo – Heatherwick Studio

Heatherwick Studio’nun Japonya’daki ilk projesi olan Toranomon-Azabudai, Tokyo’nun Minato şehrinin kamusal alanını yeniden yapılandıracak bir tasarım olma niteliğinde. Deneyim ofisleri, konutlar, perakende satışları, okullar, tapınaklar ve elektrik santralleri bulunan projede geleneksel Japon işçiliği ön planda tutularak farklı unsurları çatısı altında tutabilen ve birleştirebilen pergola benzeri bir yapı inşaası yapılıyor ve 2023’te tamamlanması hedefleniyor.

Fotoğraf: Courtesy of MVRDV

MVRDV’nin Arnavutluk’un Tiran kentinde konumlanan Tiran Piramidi projesi, brütalist bir anıt olma özelliği ile 2023’ün beklenen projeleri arasında. Tiran’ın kültürel yaşamı için yeni bir merkeze dönüştürülen projenin atriyumu dış mekana açılan mimari formu bulunmakla birlikte strüktürel yapısı, piramidin tepe noktasına erişilebilirliğini sağlıyor. Bina programı, beton kabuğunun içerisinde kafeler, stüdyolar ve atölyeler gibi sosyal alanlar sağlıyor.

Fotoğraf: Courtesy of Kéré Architecture

Goethe Institute in Dakar – Kéré Architecture

2022 Pritzker Mimarlık Ödülü sahibi Francis Kéré, Senegal, Dakar’daki Goethe Enstitüsü projesi ile 2023’te de yerel malzeme kullanımında öncü oluyor. Yapının tasarımında mevcutta bulunan ağaçların gölgesi önemli rol oynuyor. Yapım sürecinde, iç mekan ikliminin pasif düzenlenmesine yardımcı olacak yalıtım özelliklerine sahip bir artık yerel kaya olan lateritten yapılmış tuğlalar da dahil olmak üzere yerel malzemeler kullanıyor. Bina sergiler, dil kursları, konserler ve toplantılar için alanlar sağlamayı vadediyor.

Fotoğraf: Courtesy of Foster + Partners

Red Sea International Airport – Foster + Partners

Foster + Partners’ın Red Sea Havaalanı projesi, Suudi Arabistan’ın batı kıyısında yer alıyor. Turizm gelişiminin bir parçası olarak yapının, 2030 yılına kadar yılda bir milyon yolcuyu ağırlaması planlanıyor. Çöl manzarasının renkleri ve dokularından ilham alan tasarım, merkezi bir iniş ve kalkış alanı etrafında radyal olarak düzenlenmiş beş bölmeli bir dizi yapıya sahip. Beş bölme, havalimanının ana yardımcı alanları, hangarlar ve lojistik tesislerin iki kanatta yer alması nedeniyle küçük ölçekli terminaller olarak bağımsız olarak işletilebilir özellikte.

Fotoğraf: Studio Horak

Masaryčka Building in Prague – Zaha Hadid Architects

Zaha Hadid Architects’in yapım aşamasında olan 28.000 m2’lik alana sahip projesi, ‘100 kuleli şehir’ olarak bilinen Prag’ın Eski Kent’inin kentsel dokusu ile Masaryčka’nın cephesindeki dış “yüzgeçler” arasında bir diyalog yaratmayı amaçlıyor. Eski bir otoparkın üzerine inşa edilen yapı, kuzeydeki Na Florenci Caddesi ile güneydeki Hybernská Bulvarı arasında yeni bir yaya yolu oluşturarak dolaşımı ve tren istasyonuna erişilebilirliği artırıyor. Bina, mevcut ulaşım araçlarını, otobüs terminalini, metro hattını ve gelecekteki bir havaalanı demiryolu bağlantısını bütünleştiriyor.