Christo’nun Paris’in meşhur tarihi anıtı Arc de Triomphe’u kaplayarak bambaşka bir nesneye dönüştürme hayali gerçek oldu. Etkileyici projenin fikir ve yapım aşaması neredeyse 60 yıl sürmüş. Christo, Paris’te Arc de Triomphe’un yakınlarında yaşarken anıttan büyülenmiş ve bu yapının nasıl görünebileceğine dair görseller hazırlamış. İkili 1961 yılında bugün uygulanana çok benzer bir fikir ortaya atmış olsa da Christo projeyi aktif olarak geliştirmeye ancak 2017 yılında başlayabilmiş. Jeanne-Claude’un 2009, Christo’nun da 2020 yılındaki ölümlerinin ardından, kısa süre önce açılışı yapılan proje ile dünya çapında ünlenmiş yapıları kaplamaları ve dönüştürmeleri ile tanınan ikilinin ‘yaşam boyu kurdukları hayal’ gerçekleşmiş.
Christo Vladimirov Javacheff ve Jeanne-Claude Denat de Guillebon’un 1958 yılında Paris’te bir araya gelmesi hem ikilinin evliliğine hem de dünyanın en ünlü sanatsal iş birliklerinden birine vesile olmuş. Bugüne kadar birçok unutulmaz enstalasyona imza atan ikili için Paris şehri bu özelliği sebebiyle hayatlarında hep önemli bir rol oynamış.
Christo’nun yeğeni ve proje direktörü Vladimir Yavachev proje ile ilgili açıklamasında ‘L’Arc de Triomphe Wrapped, Christo ve Jeanne-Claude için ömür boyu süren bir hayalin görseline daha somut bir şekilde yaklaşarak hayat buluyor’ dedi. Son detayların da tamamlanmasının ardından gerçekleşen 18 Eylül’deki resmi açılışı ile birlikte halkın gelip sanat eserini özgür bir şekilde deneyimleyebilmesi ve dokunabilmesi için etrafındaki çitler kaldırıldı. Sanatlarını herkes için erişilebilir kılmanın Christo ve Jeanne-Claude için her zaman önemli bir nokta olduğu belirten Yavachev, sanat eseri ile ziyaretçiler arasında hiçbir bariyer ya da kısıtlama olmamasını bu düşünceye bağlıyor. Bu karar projeyi ‘İnsanların dokunmak isteyeceği, rüzgarda hareket eden ve ışığı yansıtan canlı bir nesne’ olarak tanımlayan Christo’nun görüşüyle de uyuşuyor.
Proje kapsamında gerçekleştirilen Arc de Triomphe’nin kaplanması, görülenin aksine hiç de kolay bir süreç olmamış. Devasa perdeler kurulmadan önce, tırmanıcılardan oluşan bir ekip ve diğer işçiler, heykelleri ve dekoratif oymaları korumak için Arc de Triomphe’un tepesine ve sütunlarının bir bölümüne iskele ve destek elemanları yerleştirmiş. Bu destek elemanlarının bir işlevi de malzemenin düzgün bir şekilde asılabilmesine yardımcı olmak olmuş. Devasa anıt, 3.000 metre kırmızı ip ve 25.000 m² geri dönüştürülebilir polipropilen kumaş kullanılarak kaplanmış. Enstalasyon tamamlandıktan sonra, halkın eserle kurduğu ilişkiyi güçlendirmek adına anıtı çevreleyen yol da geçici olarak yayalaştırılmış.
Christo’nun ekibine ek olarak Centre des Monuments Nationaux ve Centre Pompidou rehberliğinde gerçekleştirilen projede 1000’den fazla kişi çalışmış. Proje, Christo ve Jeanne-Claude’un kolajları ve modelleri de dahil olmak üzere orijinal sanat eserlerinin satışından elde edilen gelirle finanse edilmiş. Projenin kendi kendini finanse edebilmesi de ikilinin oldukça önemsediği sanatsal özgürlük düşüncesi ile örtüşen bir unsur. Christo 2018’de gerçekleştirdiği bir röportajda ‘Özgürlüğümden bir milimetre uzaklaşıp sanatıma zarar vermeyeceğim’ diyerek bu konu ile ilgili düşüncesini açık bir şekilde belirtmişti.
Arc de Triomphe’nin Tomb of the Unknown Soldier’ındaki (Bilinmeyen Askerin Mezarı) sonsuz alev enstalasyon boyunca da yanmaya devam edecek. Enstalasyon resmi açılışını 18 Eylül’de yaptı ve 3 Ekim tarihine kadar boyunca görülebilecek.
Referanslar: christojeanneclaude.net, nytimes.com, dezeen.com, wallpaper.com
Fotoğraflar: Courtesy of Christo Javecheff, Benjamin Loyseau, Lubri, Matthias Koddenberg
Yorum Yazın!