Roma’nın eşsiz güzellikteki hazinelerinden Fransız Akademisi’ne ev sahipliği yapan Villa Medici’nin altı odası, Fendi tarafından Mobilier National iş birliği ile yenilendi. 16. yüzyıldan kalma Rönesans sarayının Grand Salon, Salon des pensionnaires, Salon de musique, Salon de lecture, Salon Bleu, Petit Salon isimli odalarını odağına alan proje için İtalyan moda markası Fendi, ‘yaratıcılığı ve çağdaş tasarımı teşvik edecek’ bir dizi alan yarattı. Fendi’nin estetik çizgisi Villa Medici’nin nefes kesen atmosferiyle buluşunca ortaya zamansız ve etkileyici mekanlar çıktı. Binanın yaklaşık 20 yıldır önemli ölçüde değişiklik yaşamayan salonlarında gerçekleştirilen müdahaleler, akademinin tarih ve çağdaş tasarım arasında daha iyi bir diyalog kurma hedefiyle de örtüşüyor.
Fendi kadın giyim bölümü sanat direktörü Kim Jones ve erkek giyim bölümü sanat direktörü Silvia Venturini Fendi projenin tasarım sürecini yürütürken markanın mimari departmanı da ikiliye destek verdi. Salonlarda kullanılan parçaların çoğu Fendi Casa’dan temin edildi ve seçimler binanın mevcut miras parçaları ve klasik sanat eserleri ile uyumlu bir birliktelik ortaya koyacak şekilde yerleştirildi.
Tercihler genel anlamda modern Fransız ve İtalyan mobilyalarından yana kullanıldı. Petit Salon’da Milano merkezli tasarımcı Toan Nguyen’in duvarların rengiyle uyumlu turuncu dev modüler kanepesi yer alırken Salon des Pensionnaires’de Fransız tasarımcı Noé Duchaufour-Lawrance’ın masası dikkat çekiyor. Odanın karamsar havasını bir nebze kırmak için de İtalyan tasarımcı Chiara Andreatti imzalı gri-mavi kanepe ve koltuklar sahneye çıkıyor. Fendi ve Mobilier National, birçok mekanda Louise Bourgeois, Sheila Hicks ve Sonia Delaunay gibi tanınmış sanatçıların duvar halılarına yer verdi. Villa’nın iç mekanlarındaki ses kalitesini belirgin oranda artıran Devialet imzalı akustik paneller de sanat eserlerinin arkasına yerleştirildi.
Villa Medici, Roma sınırları içerisinde yer alan ve şehirde yasal olarak Fransız hükümetine ait olan iki mekandan biri. Binanın hem tarihi hem de işlevi oldukça ilgi çekici. 1540 senesinde inşa edilen Villa Medici’nin mimarı Annibale Lippi. Villa, mimarisinin yanında tarihte iz bırakan isimlere ev sahipliği yapmış olmasıyla da öne çıkıyor. Tamamlanmasının ardından kısa bir süre geçtikten sonra Ferdinando de’Medici tarafından satın alınan yapıda bir dönem Alessandro de‘Medici ikamet ediyor. 1801 senesinde ise yedi hektarlık araziyle çevrili olan Villa Medici’yi Napoleon alıyor ve 2 sene geçtikten sonra, 1803 senesinde Villa Medici, Roma’daki Fransız Akademisi’nin yeni mekanı haline geliyor.
Villa Medici’nin bugün Akademi bünyesinde birbirini destekleyen üç ana işlevi bulunmaktadır: üst düzey sanatçıları, yaratıcı sektörlerden araştırmacıları ve sanat tarihçilerini bir yıl veya daha kısa süreli olacak şekilde konaklama birimlerinde ağırlamak; sanatın ve yaratıcılığın tüm alanlarını kapsayan ve geniş bir kitleye yönelik bir kültür sanat programı oluşturmak; mimari mirası, peyzaj mirasını ve sanat koleksiyonlarını korumak, restore etmek ve kamuoyuna tanıtmak. Misafir programı kapsamında kabul edilen sanatçılar, yazarlar ve araştırmacılar ikamet ödeneğinden yaralanarak bir sanat veya araştırma projesini sürdürmek için birkaç haftadan bir yıla kadar bir süre Villa Medici sınırları içerisinde yaşıyorlar. Her yıl bir yarışma ile seçilen 16 kişiye Villa Medici’de yürüttükleri projeye tamamen kendilerini adayabilmeleri için bu muhteşem atmosferde bir sene süreyle konaklama imkanı tanınıyor.
Bu perspektiften düşünüldüğünde Fendi markasının tarihi villaya yaptığı çağdaş dokunuşlar daha anlamlı hale geliyor. Hâlihazırda konaklayan sanatçıların yaratıcı faaliyetlerini sürdürdüğü aktif bir mekan olan Villa Medici, tarihi miras ile çağdaş sanatın buluştuğu yaratıcı bir alan sunmasıyla öne çıkıyor.
Akademide konaklayan sanatçılar, kaldıkları süre boyunca sanatsal yanlarını besleyecek ve yaratıcılıklarını artıracak aktivitelerde bulunuyorlar. Durum böyle olunca Villa Medici’ye dünya çapında tanınmış sanatçıların bazılarının bir zamanlar yolunun düşmüş olması kaçınılmaz oluyor. Villa, kuruluşundan bu yana Ingres, Fragonard, Berlioz, Debussy, Carpeaux, Garnier ve daha yakın yıllarda Jean – Michel Othoniel, Eva Jospin, Yan Pei-Ming’in de içinde bulunduğu iki binden fazla sanatçıyı ağırladı. Yani Villa Medici’nin duvarları tam da ‘dili olsa da konuşsa’ denilecek cinsten. Onca sanatçı, ilham ve eser…
Yolunuz Roma’ya düşerse Villa Medici’nin muhteşem mimarisini, ilgi çekici odalarını, atölyelerini ve tavus kuşlarıyla dolu bahçesini görmeyi ve rehberden mekanın uzun hikayesini dinlemeyi unutmayın.
Referanslar: villamedici.it
Fotoğraflar: Silvia Rivoltella (Fendi x Villa Medici), Seray Tulay
Yorum Yazın!