Arazi sanatının en önemli temsilcilerinden Amerikalı sanatçı Michael Heizer’in Nevada Çölü’nde yer alan enstalasyonu City, 50 yılın ardından ilk ziyaretçilerini ağırlamaya hazır. Dünyanın en büyük sanat eserlerinden biri olan City, yaklaşık 2.5 km uzunluğa ve 0.8 km genişliğe sahip. Heizer’in 70’li yıllardan beri üzerinde çalıştığı ve tutkuyla bağlı olduğu proje, devasa bir kentsel kompleksi andırıyor. Ölçeği ve bazı ortak noktaları sayesinde bu benzetmeyi yapmak mümkün olsa da bir yandan çölün ortasındaki bu şehrin mevcut şehirleşme düzenlerine hiç benzemediği de ortada. Peki nedir City ve neden bunca yıldır sanatçının odağında?
City’deki eserler, Nevada Çölü’nden çıkan kum, kaya ve çimento gibi malzemeler kullanılarak üretiliyor ve ölçeği oldukça sıra dışı olan bu işler tarih öncesinden kalan anıtsal yapıları hatırlatmayı amaçlıyor. Heizer’in inşa için oldukça değersiz materyalleri tercih etmesinin altında stratejik sebepler yatıyor. Sanatçının nu konudaki açıklaması ise oldukça dikkat çekici: ‘İyi arkadaşım olan Richard Serra inşa etmek için değerli bir çelik kullanıyor. Bu şeylerin hepsi eriyecek. Peki bunu neden düşünüyorum? İnkalar, Olmekler, Aztekler, en iyi sanat eserleri hep yağmalandı, yerle bir edildi ve altınları eritildi. City heykelimi mahvetmek için buraya geldiklerinde onu yıkmak için değerinden daha fazla enerji harcamaları gerektiğini anlayacaklar.’
Heizer, antropolog / arkeolog olan babası ile birlikte ziyaret ettiği Mısır’ın yanı sıra Amerika’daki antik şehirlerden de ilham alıyor. City’nin inşasının bu kadar uzun sürmesinin de farklı nedenleri var. Öncelikle böylesine büyük ve kişisel bir çabayı desteklemek için gereken büyük finansman nedeniyle inşaat süreci yavaş ve düzensiz ilerliyor. Bu sebeple eserler zaman içerisinde parça parça inşa edilmek durumunda kalıyor. Heizer’in 1972-1976 yılları arasında yarattığı eğimli ve yükseltilmiş formuyla öne çıkan ilk komplekste Mısır’ı ziyareti sırasında gördüğü Zoser Piramidi’nin etkileri hissediliyor. 80’lerde devam ettiği ikinci kompleks ve sonraki eserlerinde de eski kültürlerden esinlendiği varsaymak mümkün.
City’nin hayata geçirilmesi için toplamda 40 milyon dolar harcanıyor. Dia Sanat Vakfı ve Lannan Vakfı projenin en önemli finansal destekçileri arasında yer alıyor. Heizer’in projeyi yönetmek için kurduğu Triple Aught Vakfı da farklı kişi ve kurumlardan gelen fonların denetlenmesi konusunda çalışıyor. City’nin gelecek yıllarda iyi bir şekilde korunması ve sanatsal varlığını devam ettirmesi konusunda çalışmak üzere de farklı müzeler görevlendiriliyor.
1988’de projeyi finanse etmek için kurulan Triple Aught Vakfı’nın proje hakkındaki açıklaması şöyle: ‘City, karmaşıklığı ve boyutuyla kasıtlı olarak eski tören yapılarını anımsatıyor ancak biçimi modern bir şehrin merkezini veya çekirdeğini akla getiriyor.’
Referanslar: artnews.com, architecturalrecord.com, newyorker.com, dezeen.com, theguardian.com
Yorum Yazın!