18. İSTANBUL BİENALİ | Karaköy Rotası

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen çağdaş sanat etkinliği İstanbul Bienali başladı! Küratör Christine Tohmé’nin “Üç Ayaklı Kedi” başlığı altında kurguladığı bienalin ilk ayağı, 23 Kasım’a kadar devam edecek. “Kendini koruma” ve “gelecek olasılıkları” temaları etrafında şekillenen bienal, 30’u aşkın ülkeden 47 sanatçının eserleriyle Beyoğlu-Karaköy hattında yer alan 8 farklı mekânda ücretsiz ziyaret edilebilir. Bienalin Karaköy bölgesinde bulunan mekanlarında öne çıkan eserlere göz atalım…

GALERİ 77

Yamyamlık Paradoksu
Mona Marzouk

İki odaya yayılan “Yamyamlık Paradoksu”, kuşlar ile insanlar arasındaki türler arası ilişkiyi inceliyor; evcilleştirme kavramını sorgularken kuş zekasını ele alan araştırmalardan faydalanıyor. İnsanın bir yanda barınma ve beslenme arayışı içindeyken diğer yanda şiddete ve tahakküme kapılma eğilimine dikkat çekiyor.


Fısıldayan Baraj
Ola Hassanain

Ola Hassanain’in “Fısıldayan Baraj” adlı eseri, Mavi Nil’i El Cezire’ye yönlendiren Sennar Barajı’nın modernist altyapı mimarisini çağrıştıran, 220 cm yüksekliğinde heykelsi bir forma sahip. Yapının içine yerleştirilmiş ses çalışmasında hem işitsel arınma sağlayan hem de doğa güçlerine karşı direnç kazandıran bir korunma duası olan rukye fısıldanıyor.

 

MURADİYE HAN

Madenin Verdiğini Maden Alır
Ana Alenso

Venezüela’nın Amazon bölgelerinde altın madenciliğinin hakikatine ışık tutan Ana Alenso’nun “Madenin Verdiğini Maden Alır” adlı eseri; heykel, video, ses ve bir yayından oluşuyor. 2014-2016 petrol krizi sırasında başta altın olmak üzere değerli maden rezervlerini kullanmak amacıyla “açık ocak madenciliği” faaliyetlerine yönelen Venezüela hükümetinin bu girişimi, su kaynaklarında cıva ve diğer kirletici kalıntılara yol açtı. Eser, maden çıkarma sürecinin işçiler, yerel halk ve çevre üzerinde kalıcı etkilerini gözler önüne seriyor.

 

KÜLAH FABRİKASI

Beş Savunma Kulesi
Claudia Pages Rabal

Barselonalı görsel sanatçı Claudia Pages Rabal’ın tasarımı olan “Beş Savunma Kulesi”, kırılan zaman algılarını, militarizasyonu ve güvencesizliği fiziksel ve toplumsal ölçeklerde ele alıyor. Yerleştirme, “Beş Savunma Kulesinin Gecesi” başlıklı 34 dakikalık bir film etrafında şekilleniyor; 360 derece kamerayla çekilen filmi tavandan yansıtan LED ekran, biçimsel olarak eski İslam mimarisi tekniklerinden ilham alan Katalan tonozunu çağrıştırıyor.

 

ZİHNİ HAN

Ian Davis Resim Seçkisi

Ian Davis’in sekiz resimden oluşan seçkisi çevresel sömürü, doğal felaket ve distopya temaları etrafında geziniyor. Bu eserler, olay ile tepki arasındaki eşikleri araştırıyor; sanatçının insan emeği ile altyapı mimarilerinin kesiştiği sahneleri anıtsal ölçekte betimlediği resimlerde sıradan ortamlar kıyameti andıran bir gerilimle yükleniyor.

 

Misafirperverlik
Elif Saydam

Çağdaş sanatçı Elif Saydam, “Misafirperverlik”te basit bir malzemeye, metal klasör halkalarıyla birbirine tutturularak asılmış lamine plastik levhalar kullanıyor; perdeyi andıran levhalar ile saydamlık, yüzey ve imgeler üzerine bir oyun kurguluyor. Oluşturulan iç mekan hem bir daveti hem de bir reddedişi, hem sıcak bir karşılamayı hem de dışlamayı barındırıyor.

 

Makine Çocuklar – Çelenk
Karimah Ashadu

Karimah Ashadu’nun Batı Afrika’da toplu taşıma yenine kayıt dışı kullanılan okada motosiklet taksilerin portresini çizen bir film olan “Makine Çocuklar”dan yola çıkarak ürettiği pirinç heykel Çelenk de Zihni Han’da sergileniyor. Duvarda konumlanan rölyef, üzerinde okada tekerleklerinin izlerini taşıyan dokusuyla devinimin, malzemenin be coğrafyanın ağırlığını aktarıyor.

 

Parçalanma
Pélagie Gbaguidi

Pélagie Gbaguidi’nin Angers’de bir grup öğrenci ve araştırmacının iş birliğiyle geliştirdiği “Parçalanma”, mevcut bir tarihi eseri yeniden yorumluyor; 14. Yüzyıldan kalma, altı adet büyük ölçekli duvar dokumasından oluşan “Kıyamet”, İncil’in Vahiy kitabındaki kıyamet hikayesini tasvir ediyor. Sanatçı, günümüzde Fransa’nın Anjou bölgesinde bulunan bu eseri yeniden yorumlarken İncil’deki kaynak hikâyeyi değiştirip distopik bir mercekten bakarak “dünya”, “toplumsal cinsiyet”, “insan kurban etmek”, ve “canlı kalkan” gibi farklı temalara odaklanıyor.

 

Gazze Günlükleri
Sohail Salem

Gazzeli Sohail Salem’in deftere mürekkeple aktarılmış bir dizi eskizinden oluşan “Gazze Günlükleri”, kuşatma altındaki şehrin günlük yaşamını dolaysız, dışavurumcu bir çizgiyle resmediyor. Çizimlerden bazılarının soykırım sırasında Gazze’den gizlice çıkarılmış olması duygusal olarak da sarsıcı bir etki bırakıyor. Bu sayfalar sanat eseri olmanın ötesinde haberlerin ve medyanın dile getiremediklerinin görsel arşivini sunuyor.


Yuva Şişen Bir Meyvedir
Celina Eceiza

Misafirperverlik kavramından yola çıkan çevreleyici bir yerleştirme olan “Yuva Şişen Bir Meyvedir”, açık mekânların çoğalarak birbirini doğurduğu, tamamen kumaştan ve buluntu malzemelerden oluşan barınılabilir bir mimari inşa ediyor. Boyanmış ham pamuk, çuval bezi, havlu ve geri dönüştürülmüş kumaşların kullanıldığı yerleştirme farklı imgelerden, enerjilerden, inançlardan ve hatıralardan oluşan bir ekosistem yaratıyor.

Bienalin ikinci ayağının 2026’da İstanbul Bienal Akademisi’nin kurulması ve bu çerçevede sürecek kamusal programlarla devam etmesi planlanıyor. 2027’deki üçüncü ayak kapsamında ise atölyeler, performanslar ve nihai bir sergiyle “Üç Ayaklı Kedi” bienali tamamlanacak.

Fotoğraflar: DAC Editörü Zeynep Deniz Erol