Uganda’nın çağdaş sanatı destekleyen kar amacı gütmeyen kuruluşu Ugandan Arts Trust’a bağlı olan 32° East Arts Centre, Londra merkezli mimarlık ofisi New Makers Bureau ve Uganda merkezli tasarım firması Localworks’ün işbirliği sonucunda tasarlandı. Mimarlık ofisi tarafından bir ‘hiper-yerel’ müdahale olarak tanımlanan proje, Uganda’nın hem sanatçılar hem de yaratıcı disiplinden kişilerin kullanımına açık amaca yönelik ilk sanat merkezi. Öncesinde stüdyolar ve ortak çalışma alanlarını barındıran dört nakliye konteynırına sahip alan, günümüzde halihazırda sahada bulunan malzemelerden inşa edilmiş, düşük karbonlu, yerel malzemelerden oluşan tek katlı bir yapıya dönüştü.
İlk aşaması tamamlanan projenin ikinci ve son aşamasının bağış toplama çalışmalarından sonra başlaması ve 2024 yılı sonuna doğru tamamlanması hedefleniyor.
Kampala’nın merkezi bölgesi olan Kabalagala’daki yapı, şehrin engebeli arazisine uyum sağlayan eğimli pişmiş toprak çatılı evlerin bulunduğu yoğun bir mahalle ve yeşil alanla çevrili. Merkezin temelinde beton yerine katı yerel kumtaşı kullanılarak büyük miktarda karbon tasarrufu sağlanmış. Avluyu çevreleyen yapı, üzerine inşa edildiği arazinin görsel ve dokunsal sinerjisine ek olarak, ustaca işlenmiş malzeme ve detay katmanını sergiler nitelikte. Eğimli bir alana inşa edilen merkez, avlu bahçesini sararak L şekli oluşturuyor.
Ana avluya açılan bahçeden içeri girilerek projenin merkezine ulaşılıyor. Sütunların tanımladığı taş yürüyüş yolu, ziyaretçileri avlunun oluşturduğu doğal görsel eşliğinde kapalı mekanlara yönlendiriyor. Yapı, yeşil avlu ile doğal bir bağlantı kuruyor, her program hem görsel hem de mekansal olarak bahçeye yayılıyor. Sanat merkezi, sanatçı stüdyosuna, geçici olarak galeri görevi görebilen bir kafeye ve Uganda’daki tek sanat kütüphanesine ev sahipliği yapıyor.
Binanın hiper-yerel özelliği, pasif tasarım stratejilerinde öncü rol oynuyor. Çatının eğimli ve dinamik formu, güneşin yoğunluğunu azaltarak iç mekanlarda havalandırma ve soğutma için herhangi bir mekanik sistemin bulunmamasına rağmen serin ve gölgeli kalmasına doğal bir çözüm sunuyor. İnce bir polikarbonat tavan penceresi, çatıyı delip içeriye giren gün ışığının kontrolünü ve böylelikle Kampala’nın sert güneşinden korunmasını sağlıyor. Yeniden kullanım, geri dönüşüm ve yerel malzeme tedariki için tasarım ekiplerinin kullandığı stratejiler, projenin bağlamsal yönünü güçlendiriyor.
Yerel malzemelerin katmanlanması, hem kendi kendine yeten bir mimarinin hem de köklü bir estetiğin gerçekleştirilmesi yönünden projede kilit rol oynuyor. Sıkıştırılmış toprak ve tuğlalar için ham madde şantiyenin toprağından çıkarılmış. Elenmiş ve preslenmiş toprak, tuğla oluşturmak için bloklar halinde kalıplanmış. Mimarlar için yapı malzemesinin belirlenmesi aşamasında Kampala’nın toprağa pas kırmızısı bir renk veren kil bakımından zengin olması ilham veriyor.
New Makers Bureau kurucusu James Hampton, yaklaşık sekiz yıldır devam eden projenin hem şehir hem tasarım ofisi için önemini şu sözlerle ifade ediyor; “Diğer mimarlar, mühendisler ve tasarımcılarla işbirliği yapmak ve onlardan öğrenmek, projenin en ödüllendirici yönlerinden biri oldu. Bu bina tam olarak olduğu yerde, başka bir yerde olamayacağına dair bir his var. Kelimenin tam anlamıyla ‘dünyadan’. Aynı zamanda inanılmaz kaliteye sahip ve gerçekten dokunsal.”
2024 yılı sonuna doğru tamamlanacak olan projenin ikinci aşamasında ise bina programına asma katlı bir galeri, dört sanatçı konuk odası, iki sanatçı stüdyosu, ofisler ve büfe alanı gibi fonksiyonlar dahil edilecek. Localworks’ün sahaya yönelik tasarımının bağlamsal ilişkisiyle kurduğu teknik uzmanlığı, New Makers Bureau’nun birçok bina ölçeğindeki mimari bilgisiyle bir araya gelerek tamamlayıcı ve uzman bir işbirliği meydana getiriyor.
Proje Yılı: 2023-2024
Lokasyon: Kampala, Uganda
Mimar / Tasarımcı: New Makers Bureau – Localworks
Fotoğraflar: Timothy Latim, New Makers Bureau
Kaynaklar: stirworld.com, archello.com
Yorum Yazın!