5. İstanbul Tasarım Bienali ‘Pek kapanış sayılmaz!’ ile Veda Ediyor

Ekim 2020’de başlayan, süreç içerisinde fiziksel ve dijital ortamlarda evrilerek yoluna devam eden 5. İstanbul Tasarım Bienali şehrin farklı noktalarına yerleştirilen 5 yeni eserle veda etmeye hazırlanıyor. ‘Empatiye Dönüş: Birden fazlası için tasarım’ başlıklı bienalin küratörlüğünü Mariana Pestana, asistan küratörlüğünü ve editör yardımcılığını Billia Muraben ve program küratörlüğünü Sumatra Upham gerçekleştiriyor. 1 Nisan’da başlayan son etap için ‘Yeni Yurttaşlık Ritüelleri’ projeleri kapsamında Orkan Telhan ve elii’nin IMNA desteğiyle tasarladığı ‘İstanbul’un Mikrobik Meyveleri’ Özgürlük Parkı’na, public works ile Freddie Wiltshire ve Billy Adams tarafından hayata geçirilen ‘Özenle Kurutun’ Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi’ne, Martí Guixé’nin tasarladığı ‘Güneş Mutfağı’ İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’ne yerleştirildi. Studio Ossidiana’nın pavyonu Büyükada Şarkı Hatları’nın ise 26 Nisan’da Büyükada-Haliç seferlerine başlaması planlanıyor. 30 Nisan’dan itibaren de Stigmerjiyi Aramak Ekibi’nin aynı isimli projesi ‘Stigmerjiyi Aramak’ Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu bahçesinde sanatseverlerle buluşacak.

Bienalin 24 Nisan Cumartesi gün boyu sürecek çevrimiçi bir etkinlikle son etabını tamamlaması planlanıyor. İKSV’nin YouTube kanalından yayımlanacak olan etkinlik aynı zamanda Tasarım Müzesi (Londra) ve Het Nieuwe Instituut’un web sitelerinden de izlenebilecek. Etkinliğin odak noktası Kara ve Deniz Kütüphanesi’nde yer alan araştırmalar olacak. ‘Pek kapanış sayılmaz!’ isimli etkinlikte Dele Adeyemo, Ibiye Camp ve Dámaso Randulfe, Black Athena Collective, Counterspace, Linda Schilling Cuellar, Dansbana!, Sophie Krier & Eric Wong, Aslıhan Demirtaş, FRAUD, Ilana Harris-Babou, Ayşenaz Toker ve Merve Tuna, Anna Puigjaner – MAIO & Alina Abouelenin, BUREAU, Pelin Tan & Vivien Sansour & Luigi Coppola, Orkan Telhan & elii, theOtherDada, TiriLab, Aslı Uludağ gibi uluslararası tasarımcı ve sanatçılarla yapılacak sohbetler, performanslar ve film gösterimleri yer alacak.

İstanbul’un Mikrobik Meyveleri

Orkan Telhan + elli (Bir IMNA projesi) tarafından tasarlanan ‘İstanbul’un Mikrobik Meyveleri’ projesi nisan ayı boyunca Özgürlük Parkı’nda yer alacak. İstanbul’un bostanlarıyla meşhur tarihine gönderme yapan tasarım, bostanların karmaşık tarihini mikroorganizmaların perspektifinden anlatıyor. Tarihi 1500 yıl kadar öncelere dayanan İstanbul bahçelerinden toplanmış mikrobik kültürler proje kapsamında sergileniyor. Mikrobik meyvelerin olgunlaşma süreci empati kavramı çerçevesinde ziyaretçilere sunulurken, bir papağan da meyvelerin tarihini fabl formunda dinleyicilere aktarıyor. Cultural Española (AC/E), Weitzman Tasarım Okulu ve Kadıköy Belediyesi’nin destekleriyle hayata geçirilen proje, iklim değişikliğinin sebep olduklarını farklı bir yaklaşımla ele alıyor.

Özenle Kurutun

 British Council ve Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle hayata geçirilen projenin tasarımı public works ile Freddie Wiltshire ve Billy Adams’a ait. Projenin çıkış noktası Türkiye mutfağına özgü geleneksel yiyecek kurutma teknikleri olmuş. Farklı kültürlere ait kurutma ritüellerinin ve süreçlerinin incelendiği proje kapsamında edinilen bilgileri denemek üzere çeşitli sebzeler toplanmış. Kurutma sürecinin araştırılması tüketim kültüründeki kısa süreli yaşama karşı daha uzun soluklu bir yaşam arayışını yansıtıyor. Besinleri uzun süre saklayabilmek adına gelenek haline gelmiş besin kurutma süreçleri farklı toplumlara ve kültürlere dair de ipuçları veriyor. Proje Fenerbahçe Parkı Topluluk Bahçesi’nde görülebiliyor.

Güneş Mutfağı

 2011’de Antto Meliasniemi ile birlikte başlatılan Solar Kitchen Restaurant projesinin yeni ayaklarından biri olan ‘Güneş Mutfağı’ İstanbul Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kampüsü’nde ziyaretçilerini bekliyor. Doğaya ve doğala olan ihtiyacımızı gözler önüne seren projenin tasarımı Martí Guixé’ye ait. Tüm çalışma prensibi hava durumuna bağlı olan bu alternatif mutfak çevreyle olan ilişkimizi ve ‘doğaya tabi’ olma durumumuzu sorguluyor. Güneş Mutfağı ürettiği parçaların ilhamını ise İstanbul’un sokak yemeği kültüründen alıyor.

Büyükada Şarkı Hatları

 Studio Ossidiana’nın (Alessandra Covini, Giovanni Bellotti, Sze Wing Chan) Sera Tolgay, Daniel Marshall, Merve Yücel, Kerim Bayer ve Ahmet Topbaş’la birlikte gerçekleştirdiği göçebe pavyon ‘Büyükada Şarkı Hatları’ hem bir tasarım projesi hem de bir yolculuk olarak tanımlanıyor. Proje kapsamında, Stimuleringsfonds ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri sonucunda bitkilere, toprağa, böceklere ve kuşlara ev sahipliği yapan yüzer bir bahçe hayata geçirilmiş. Bahçe, yolculuğu boyunca çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaparak başka türlerle olan karmaşık ilişkimizi araştıracak. Sürekli bir dönüşüm ve hareket içerisinde olacak olan pavyon 26 Nisan-13 Haziran tarihleri arasında Büyükada-Haliç hattında görülebilecek.

Stigmerjiyi Aramak

Stigmerjiyi Aramak Ekibi’nin ‘Stigmerjiyi Aramak’ isimli projesinin fiziksel bir sergiden oluşacak ikinci etabı, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu bahçesinde yer alacak ve 30 Nisan- 26 Mayıs tarihleri arasında görülebilecek. Projenin açıklamasında Stigmerji ‘toplu zekaya bağlı müşterek bir hayatta kalma yolu’ olarak tanımlanıyor. Proje, tasarım sürecinde insanı tek dönüştürücü faktör olarak algılamak yerine diğer organizmaların ve sistemlerin de rolünü sorguluyor. ‘Stigmerjiyi Aramak, tasarım dilleri ve sistemlerine dair devam eden bir araştırma. Disiplinlerin ötesine geçen ve insan ötesi varoluşun biçimleri aracılığıyla yol alan yeni paradigma ve araç arayışı.’

 

Kaynak: empathyrevisited.iksv.org/tr, vbenzeri.com