Yönetmen Lyndsey Turner, Londra’nın West End bölgesindeki Gielgud Tiyatrosu’nda 2 Eylül’e kadar sahnelenecek olan Arthur Miller’ın klasik 1953 tarihli oyunu The Crucible’ın sahne tasarımını geliştirmesi için Es Devlin’i görevlendirdi. Tony Ödülü sahibi İngiliz sahne tasarımcısı, sahnede herhangi bir düzen izlenimini altüst eden dinamik bir merkez parça hayal ederek sahnelenen hikayeyi daha da zenginleştirmek amacıyla belirli aralıklarla sahneye dramatik bir yağmur yağdırdı.
Arthur Miller’ın ‘The Crucible’ı, 1600’lerde geçen ve Massachusetts’te cadılıkla suçlanan kadınlar hakkında yazılan bir oyundur ve 1950’lerde Amerika’da yaygınlaşan komünizm korkusuna da alegorik bir bakış sunar. Bu önemli eser, Es Devlin tarafından tasarlanan enstalasyonla sahne alanında daha da etkileyici bir hale getirilmiştir. Enstalasyon, oyunun ilerleyen sürecinde evrilen bir tasarım sunarak izleyicilere görsel olarak çarpıcı bir deneyim yaşatmaktadır.
Oyunun merkezinde, tavanın içerisine yerleştirilen hareketli bir trapezoid form bulunuyor. Bu strüktür, sahnenin ön kısmına asılan aydınlatılmış özel çubuklardan yağmurun üretilmesini sağlıyor. Seyirciler oyun başlamadan önce koltuklarına geçtiklerinde ilk olarak bu etkileyici görsel ile karşılaşıyor. Devlin’in tasarım hakkındaki açıklaması şöyle: ‘Yönetmen Lyndsey Turner ve ben, oyunu ve Amerika’nın ilk yerleşenlerinin dönemini araştırdık ve onları topluluklarını saran kaos ve vahşi doğa olarak algıladıkları şeyin ortasında düzeni korumaya çalışırken hayal ettik’.
150 milimetre aralıklarla yerleştirilen yağmur çubukları, alt kısımda bir oluk vasıtasıyla sahnenin altına dökülen suyun eşit bir şekilde dağılmasını sağlıyor ve bu su daha sonra kapalı bir sistemde depolanarak enstalasyon tarafından sürekli olarak tekrar kullanılıyor. Sahne tasarımının başka bir önemli unsuru, sahnedeki yağmurun arka planında oyuncular tarafından yeniden düzenlenen sandalyelerin kullanımıdır. Oyun, kilise topluluğunu tasvir etmek için titizlikle sıralanmış 40 sandalye ile başlasa da, tasarımcının ifadesine göre mobilyalar farklı sahnelerde sahnenin her yerine yayılarak topluluktaki ‘düzen’ duygusunun azalmasını vurgular. Yağmur, bu noktada atmosferik bir öge olmanın yanı sıra performanslar arası sahne değişimlerinde de sahneyi kuşatarak seyircinin dikkatini başka bir yöne çeker.
Devlin, Dezeen’e verdiği röportajda: ’Yağmur ve toprak, seyircilere topluluk düzenlerinin onlar için ne kadar hassas olabileceğini anlatıyor’ diyor ve ekliyor: ‘Malzemelerin çeşitliliğini sınırladık, bu topluluğun kullanabileceği sınırlı araç-gerecin nasıl olduğunu anımsatmak istedik’. Es Devlin, bu dinamik sahne tasarımı ile oyunun akışına engel olmadan ve seyircinin dikkatini fazla dağıtmadan yaratılan dünyanın daha inandırıcı olabileceği bir bağlam yaratmayı hedefliyor.
2 Eylül’e kadar sahnelecek olan ‘The Crucible’da, son dönemlerin en çok konuşulan dizilerinden Succession’da rol alan Caitlin FitzGerald ve Peaky Blinders’tan Brian Gleeson gibi oyuncular yer alıyor.
Referanslar: dezeen.com, surfacemag.com
Fotoğraflar: Brinkhoff Mögenburg & Daniel Devlin
Yorum Yazın!