Afet Sonrası Katılımcı Bir Yeniden Yapılaşma Örneği: Constitución

Fotoğraf: Christian Martinez

Mimarlar, şehir plancıları ve mühendisler, doğal afetlerin ardından yalnızca kaybolan altyapı ve binaların yeniden inşa edilmesinde değil aynı zamanda da bu afetlerden etkilenen insanların ilerleyen süreçlerdeki konfor ve güvenlik ihtiyaçlarına yanıt verilmesinde kritik bir rol oynarlar. Afet sonrası hem kısa vadede acil barınma ihtiyacı hem de uzun vadede yeniden inşa çalışmaları için çözümler önerilir. Acil barınma konusu kadar uzun vadede şehirlerin yeniden ayağa kalkması ve bu sağlanırken ortaya çıkan yeni düzenin yaşayanlarla bağ kurabilmesi, coğrafyaya uygun bir karaktere sahip olması konusu da benzer derecede önem taşımaktadır. Bu anlamda afet sonrası yeniden yapılaşma hız ve niteliğin dengede tutulması gereken oldukça hassas bir süreçtir. 2010 senesinde Şili’de gerçekleşen deprem sonrası Pritzker ödüllü mimar Alejandro Aravena öncülüğünde gerçekleştirilen Constitución şehrinin yeniden yapılaşması süreci tamamen katılımcı bir anlayış benimsenerek uygulanması sebebiyle oldukça ilham verici ve özgün bir örnek olmuştur.

Yeniden inşa çalışmaları, Fotoğraf: Gideon Long

2010 senesinde Şili’de şimdiye kadar ölçülen en güçlü depremlerden biri olan 8.8 büyüklüğünde bir deprem gerçekleşti. Deprem ve ardından Santiago’nun güneyindeki Constitución kentinde tetiklediği tsunami sebebiyle birçok insan hayatını kaybetti ve şehir sarsıcı yaralar aldı. Bölgedeki yeniden inşa çalışmalarına öncülük etmesi için Şilili mimar Alejandro Aravena görevlendirildi. Aravena’nın tasarım ofisi Elemental’dan mühendisler ve danışmanlarla iş birliği içerisinde şehri 100 gün içerisinde yeniden inşa etmek üzere bir plan hazırlanması istendi. Elemental, sosyal açıdan bilinçli bir problem çözücü olarak bu görevi layığıyla yerine getirmek üzere oldukça kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi. Constitución kentinin yeniden yapılaşması sürecin başından itibaren katılımcı bir anlayışla ilerletildi. Elemental, katılımcı yaklaşım konusunda tavsiye vermesi için danışmanlık firması Tironi Associates ve Londra merkezli mühendislik ve tasarım şirketi ARUP ile birlikte çalıştı.

Elemental, sürecin başlarında şehrin ana meydanında bir ‘açık ev’ inşa etti ve geliştirdiği planları sürekli olarak burada sergiledi. Herkesin uğrayabildiği ve planlar hakkında görüşlerini paylaşabildiği bu mekanda belirli aralıklarla halkın davet edildiği toplantılar da düzenleniyordu.

En acil sorunlardan birisi tsunamiden ciddi şekilde etkilenen La Poza konusuydu. Birçok farklı paydaşın dahil olduğu karar sürecinde farklı görüşler ortaya atıldı. Constitución’u daha dirençli hale getirmek adına başlarda öne çıkan strateji suya karşı yüksek bir duvar inşa etmekti ancak tartışmalar ve halk oylaması sonucu bölgenin ihtiyaç duyduğu kamusal yeşil alanı sağlayabilecek ve dolayısıyla şehri daha yaşanabilir kılacak bir kararda birleşildi: tsunamilere karşı tampon görevi görecek olan bir kıyı orman şeridi oluşturmak. Böylece La Poza ve Orrego Adası devlet tarafından 20 milyon dolarlık bir maliyetle kamulaştırıldı. Ormanın gelecekteki bir tsunaminin gücünü %40 ila %70 oranında dağıtacağı öngörülüyor. Bir felaketin tekrar yaşanma ihtimaline karşı ormanın içerisinde foto-voltaik aydınlatma ile aydınlatılan kaçış yolları bulunuyor. Ormanın önemli bir diğer görevi ise oldukça sıkışık olan şehrin kamusal alanlarını artırmak. Depremden önce her bir sakine 2.2 metrekarelik bir kamusal alan düşerken yeni plan ile birlikte bu değer 6.6 metrekareye çıkıyor.

Fotoğraf: Elemental

Elemental, acil barınma sorunu için de gelen tüm öneriler yardımıyla düşük gelirli ailelere ev inşa etmeleri için verilen kısıtlı bütçeyi (her ev için 10 bin dolar) en verimli şekilde değerlendirebilmek adına gelecekte kullanıcıların evlerini genişletmelerine olanak tanıyan ‘yarım ev’ ler inşa etmeye karar verdi. Aravena’nın daha önce de denediği ve başarılı olduğu artımlı ev prensibinde yarısı inşa edilen evlerin diğer yarısı sakinlerin kendi kullanım tercihlerine göre kendi imkanlarıyla ya da mikro müteahhitlerin yardımıyla bitirilebilecek şekilde tasarlandı. Arauco tarafından finanse edilen ve geleneksel ahşap çerçeve ile oluşturulan sıra evler, iyi bir evin yarısı olarak tanımlandı. Kullanıcıların temel yaşam gereksinimlerine cevap verecek olan 57 metrekarelik birimin zemin katında mutfak, banyo ve oturma odası yer alırken üst katta dört kişinin rahatlıkla uyuyabileceği iki yatak odası bulunuyordu. Aravena, daha sonra kullanıcılar tarafından genişletilebilecek bu minimalist birimleri ön ve arka bahçeye sahip olacak şekilde kurguladı. Her bir yarı inşa edilmiş ünite, kullanıcılarına kendi konforlarına ve tercihlerine göre yaşanabilir alanlarını 85 metrekareye kadar genişletme imkanı sağladı.

Her konut biriminin tamamlanmış eğimli çatısı ve birinci kat için kirişleri bulunuyordu. Bu nedenle kullanıcıların genişletme süreci için duvar ve döşeme inşa etmeleri yeterli olacaktı. Genişlemeyi kullanıcılar için daha kolay hale getirmek amacıyla Elemental, evlerin ikinci etapları için olası plan düzenlerini paylaştı ve süreci onlar için kolaylaştıracak çalıştaylar düzenledi. Yer teslim edildikten sadece birkaç hafta sonra kullanıcılar evlerini genişletmeye başladılar.

Fotoğraf: Christian Martinez

Villa Verde ismi verilen bu esnek sosyal konutlar birçok açıdan oldukça ilham verici olmuştur. Kısa sürede neredeyse her bir birimi genişletilen Villa Verde’nin genişleme süreçleri her bir kullanıcı hakkında bir hikaye anlatması ile oldukça özgün bir sosyal konut örneğidir. Aravena, katılımcı süreci ve sonrasında kullanıcıların kendi yaşam alanları hakkında söz sahibi olmalarının önemini etkileyici bir şekilde açıklıyor: ‘Bir evin yarısını inşa etmek, bir topluluğu bütün haline getirmenin en iyi yolu olabilir.’

Şehrin yeni kültür merkezi, Fotoğraf: Felipe Diaz Contardo

Elemental, iyileşme hız kazandıkça itfaiye istasyonu, otobüs terminali, halk tiyatrosu, okul, halk kütüphanesi ve kültür merkezi gibi şehrin gelişimi için önemli olan ve yeniden inşa edilmesi gereken yapıları belirleyerek harekete geçti. Hangi yapıdan başlanacağı ve ihtiyaç sıralamasının nasıl olacağı konusunda da yine halkın görüşü belirleyici oldu.

Constitución’un yeniden yapılaşma süreci bu kapsam ve ölçekteki her projede olduğu gibi tartışmaya açık noktalar barındırsa dahi katılımcı bir prensibi ve dolayısıyla kullanıcıyı merkezde tutan bir yaklaşımı benimsemesiyle oldukça değerli bir örnek. Aravena da proje ile ilgili bir açıklamasında bu noktaya gelebilmek için birçok bürokratik engeli aşması gerektiğini vurguluyor.

Referanslar: guardian.com, bloomberg.com, architectmagazine.com, re-thinkingfuture.com