2022 Dünya Mimarlık Günü’nün Teması ‘Sağlık için Mimarlık’

1985 yılından bu yana her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü kutlanan Dünya Mimarlık Günü, bu sene 3 Ekim tarihinde ’Sağlık için Mimarlık’ temasıyla kutlanıyor. Tema, Uluslararası Mimarlar Birliği’nin (UIA) 2022’yi ‘Sağlık için Tasarım Yılı’ olarak belirlemesiyle ve binalarda, şehirlerde sağlığı teşvik etme amacıyla aynı doğrultuda bir anlayışa sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Sağlık tanımı tema kapsamında geniş bir perspektifte ele alınıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlık kavramını ‘yalnızca hastalık veya sakatlık hali olarak değil fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hali’ olarak daha kapsayıcı bir anlayışla tanımlıyor ve ekliyor: ‘Ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarına sahip olma durumudur. Irk, din, siyasi inanç, ekonomik veya sosyal durum ayrımı yapılmaksızın her insanın temel haklarından biridir.’

Yapılı çevrenin insanların sağlığı ve refahı üzerinde ciddi bir etkisi olduğu düşünülerek, sağlık ve refahın sağlanmasının her projede, tasarımda ve uygulamada üzerinde durulması gereken temel bir konu olması gerektiği savunulmaktadır. UIA, mimarların bu anlamda insanoğlunun fiziksel, duygusal, çevresel ve sosyal sağlığını iyileştirmekte kilit bir rolü olduğunu vurgulamaktadır.

2022 Dünya Mimarlık Günü temasına uygun olarak son yıllarda hayata geçirilmiş insan sağlığını ve refahını hem fiziki hem mental olarak koruma fikrini merkeze alan, bulundukları çevreyi kalkındıran, kapsayıcı mimari projelerin yer aldığı bir seçki hazırladık.

Fotoğraf: Asif Salman

Bangladeş Dostluk Hastanesi – Chowdury/URBANA

Mimarlık ofisi Chowdury/URBANA tarafından tasarlanan hastane yapısı, 2021 RIBA Uluslararası Ödülü’nün sahibi oldu. Geçmişte büyük bir kasırgadan ağır şekilde etkilenen kırsal bir bölgede konumlanan hastane yapısı, nehir kıyısındaki Bengal manzarasından ilham alıyor. Genel tasarım, efektif kulanıma olanak sağlayan rasyonel hacimlerden oluşmaktadır. Yaratılan avlular içeriye doğru doğal havalandırma sağlarken, güneş ışığının mekana girişi ve etkisi detaylı olarak analiz edilmiştir. Lineer arazide işlevleri gereği ayrılması gereken hacimler görsel ilişkiyi kesmeyecek şekilde bir kanal ile ayrılmıştır. Aynı zamanda yağmur suyunu da toplayan bu kanal, hastane için oldukça değerli bir su kaynağı haline gelmiştir.

Fotoğraf: Suleiman Merchant

One Green Mile – MVRDV

MVRDV, StudioPOD ile birlikte Mumbai’nin Senapati Bapat Marg üst geçidinin altında kalan bir dizi ihmal edilmiş alanı dönüştürerek bölgeye yeni bir kamusal alan kazandırdı. One Green Mile isimli projenin bir kısmı tamamlandı ve dev beton altyapı elemanı yeşilliklerin olduğu, sirkülasyonu kolaylaştıran ve güçlü görsel kimliğe sahip alanlara dönüşmeye başladı. Daha geniş bir ölçekte tasarım, Hindistan’ın yoğun kentsel hayatında az rastlanan kamusal alanlar için yeni bir ölçüt ortaya koyuyor ve sürdürülebilir kentsel gelişime yeni bir bakış açısı getiriyor.

Fotoğraf: Hufton+Crow
Fotoğraf: Hufton+Crow

Londra’da St. James Üniversitesi Hastanesi kampüsünde yer alan Maggie’s Centre kanserli insanlara ücretsiz destek sağlayan bir yardım kuruluşudur. Yardım kuruluşunun 26. merkezi olan 462 metrekarelik alan, ünlü mimarlık ofisi Heatherwick Studio imzası taşıyor. Eğimli bir alana inşa edilen yapı, üç büyük çiçek bahçesini andıran hacimden oluşmaktadır. Her biri bir danışma odası içeren alanların yanında kütüphane, egzersiz odası ve grup etkinlikleri için sosyal alanlar bulunuyor. ‘İyi tasarımın insanların daha iyi hissetmesine yardımcı olabileceği’ düşüncesinden yola çıkan Maggie’s Leeds’in binasında prefabrike ve sürdürülebilir kaynaklı bir ahşap kullanılıyor. Kullanılan kireç bazlı sıva gibi gözenekli malzemeler de binanın nefes almasına olanak tanıyor. Ödüllü peyzaj tasarımcıları Balston Agius tarafından tasarlanan çatı bahçesi, kış aylarında sıcaklık sağlamak için her daim yeşil kalan alanların yanı sıra yerli İngiliz bitki türlerini de içermektedir.

Fotoğraf: Yercekim Mimari Fotoğraf

Gökçeada Lise Kampüsü – PAB Mimarlık

PAB Mimarlık tarafından tasarlanan Gökçeada Lise Kampüsü, çevresiyle güçlü etkileşim kurma fikrini odağına alan bir proje olmasıyla öne çıkıyor. Gökçeada’nın yerel dokusu ve malzemeleriyle bütünleşen kampüs, yerel kalkınmaya katkı sağlıyor ve sürdürülebilir kararlarla kurgulanıyor. Eğitim fonksiyonu ile bölgenin sosyal yaşantısını bütünleştirmeyi hedefleyen tasarım, bölgeye hem yeni bir okul hem de yeni bir sosyal alan kazandırıyor.

PAB Mimarlık, ‘nitelikli mimarlığın nitelikli eğitim için en önemli koşullardan biri olduğunu’ savunuyor ve açık kampüs kurgusuyla tasarlanan projede esnek mekanlar ve sosyalleşmeyi merkezine alan bir eğitim anlayışı destekleniyor. Adanın ve fonksiyonun ihtiyaçlarından yola çıkan kampüs tasarımında, bölge için önemli bir problem olan meydan, park gibi kamusal sosyal alanların eksikliğine cevaben içerisinde bulunan ortak alanlar 24 saat ada halkının da kullanabileceği şekilde planlanıyor.

Fotoğraf: Duccio Malagamba

San Raffaele Hastanesi – Mario Cucinella Architects

Mario Cucinella Architects tarafından İtalya’daki San Raffaele Hastanesi için tasarlanan yeni yapı, enerji tüketimi konusunda bilinçli olmasının yanında dikkat çekici bir forma sahip. Sağlık kurumlarının mimarisinin ürkütücü ve soğuk olmaması gerektiğini savunan tasarım, hasta bakımına en uygun mekansal çözümleri ve işlevsel programı sunarken şehrin karakterine zarif bir eklenti olmayı da başarıyor. Tasarım, bir hastanenin ne olabileceği ve ne olmaması gerektiği konularını irdeleyerek Milano için yeni bir odak noktası oluşturuyor.

Fotoğraf: Rafael Gamo
Fotoğraf: Rafael Gamo

Valle San Nicolás Clubhouse – Sordo Madaleno Arquitectos

Valle San Nicolás, Meksika’da yer alan Valle de Bravo’nun eteklerinde, mimari tasarımının mevcut doğayı olabildiğince korumak amacıyla gerçekleştirildiği 370 hektarlık bir alana yayılan yeni bir konut geliştirme projesidir. 1800 metrekarelik dairesel bir planda çözülen sosyal alanlar ve sağlık bölümleri hacimsel olarak tabanın üçte biri kadar yer kaplar. Bu durum suyun aşağıda serbestçe akabilmesine olanak tanır ve böylece suyun doğal akışını kesintiye uğratmaz. Çatının tasarımı sayesinde doğrudan göle akan su, arıtıldıktan sonra yeniden kullanılır. Biri içeride diğeri dışarıda olan iki halka, binanın etrafında hareket edilebilen ve 360 derecelik manzaranın keyfinin çıkarılabileceği açık koridorlar olarak hizmet verir. Yapı, merkezi bir geçitle bölünür ve doğuda yemek alanları ve mutfak hizmetleri yer alırken batıda spor salonu, spa kabinleri, buhar odası ve sauna içeren soyunma odaları yer alır. İç mekanlarda ahşap ile uyumlu doğal malzemeler tercih edilmiştir.

Fotoğraf: Oliver Gerhartz

Project Burma Hastanesi – a+r Architekten

Projekt Burma e.V., Myanmar’da yoksulluktan etkilenen insanların yaşam koşullarını iyileştirmeyi kendisine hedef olarak belirlemiş bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğin sloganı ise ‘insanların kendi kendilerine yardım etmelerine yardımcı olmak’tır. Burma’nın bölgedeki yetersiz sağlık imkanları sonucu hayata geçirdiği a+r Architekten tarafından tasarlanan hastane; 20 yatak, tam donanımlı bir ameliyathane, bir doğumhane ve bir laboratuvar ile yaklaşık 20.000 kişiye hizmet vermektedir. Yapının kalbi olan korunaklı iç avlu, hastalıkların bulaşmasını en aza indiren açık havada bir bekleme alanı yaratır.

Fotoğraf: Scagliola Brakkee

The Natural Pavilion – DP6 Architectuurstudio

Hollanda merkezli firma DP6 Architectuurstudio Hollanda’nın Almere şehrinde düzenlenen Floriade 2022 Bahçecilik Fuarı için çağdaş inşaatta doğal malzemelerin örnek kullanımını göstermeyi amaçlayan ve çoğunluğu organik temelli malzemelerden oluşan bir pavyon tasarladı. Hollanda’nın Expo’daki pavyonu olan projede, bir dizi sürdürülebilir bina konsepti sergilendi.